Eski defterlerin yanık sayfalarında
Kurşundan kelimeler..
Zamanın birine ait eskileri dirilten,
Kalpsiz ve acınası cümleleri ile duruyor zaman,
Oysa ..
...
Bir muazzam ihtimal cüretkarlığıyla düşmek peşine ,
Bir salkım saçak düş tarlasının sonbahar ekimine.
Elimizde bir mavi balon, yeşil neşesi çocukluğun..
...
Yağmur dolu bir yürekle yolda yürürken, biraz maviliklere takılıp keyfini çıkarmak istemiştim bu tadı mayhoş kalbi kırış kırış yapan yaşamın.
Bir sabah uya...
Soğuk kanlı bir ölüm fermanı
Çokça günahkar deniz mavisi, çıplak bedenlerin birbirine kavusumu gibi
Öylece sahip çıkmıştık aramızda suskunluğa..
Bir el ye...
-O'nu öldürelim mi Mina ?
-Hayır, öldüremeyiz!
" Ölüler karanlığı elleriyle savusturamazlar, o karanlıktan korkar.."
-Mina, o zaman onunla aynı yöne koşal...
Yağmur sesinin kalbine değdiğini duydun mu hiç?
İşte tam öyle. Yumuşak, berrak ve özgür. Bir sabah uyanıp bütün kirliliği temize çekmiş ve yeniden başlamış ...
Ahhh
Tepeden tırnağa acıyorum Mina..
İçimde cellâdından kaçan yılkıların hoyrat nal sesleri yankılanıyor..
Sanki dursa örselenecek,zincir vurulup prangal...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok