Hiç et tüm varlığımı
Duymasınlar karalara boyandığımı
Urganımla dert ortaklığımı
Odamın beşinci duvarına hayranlığımı
Ve gönderildiğim sürgünleri
Akşamü...
Gecenin en karanlık anı
Ay ışığında oturmuşum
Penceremin dibindeki
Tahtadan masada.
Üstünde ilk basımdan kalan
Saman rengi bir kitap
Hasretinden pranga...
Kendimin üzerinden atladım
Düştüğüm yerde benzedim kendime
Seyredene kaldırımdı yuvarlandığım
İçimdeki çocuğa sorsan
derin bir uçurumdu süzüldüğü
Elle...
Tahrip gücü yüksek bir volta
Her adım bir öncekinin öfkesinde
-ki şehir bu öfkeyle çalkalanıyor-
Bir küfür gibi karşısında duran yırtık surata baktı aynad...
Bir zamanlar yaşadığımız şehri aydınlatıyordu parıltımız
Sokak lambaları işlevi kaybediyordu
Ellerimizle kuşların kalbine dokunuyorduk
Bambaşka ülkelerigö...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok