Düştüm,
kendimden.
Avucumda evirip çevirdiğim,
bir devingen diken.
Parmaklarım kaçıyor.
Ucunda, sakladıklarımın bulanık birikintileri,
çelik sarmaşıkla...
Kırk kere baktım sana.
Uçsuz bucaksız karanlığına Japon balıkları çizdim.
Kurağına sular icat ettim.
Ertesi günden bir gün sonraydı.
Çeyrek yaşındaydım v...
Sonra.
Ne idiği belirsiz bir sonra.
Tablodaki Japon Köprüsü'nden düşürdüler seni.
Biri, sırtını döndü.
Karanlığı çevirdi.
Bir vücut dolusu hiç.
Neyden ...
Buruşturulmuş bir güz sabahının,
aksak bir saat diliminde,
durmuştu telaşlı ayaklarım.
Bulanık bir kalabalığın göğsünde,
netliğim zaaflarımla gölgelenmiş...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok