O kadar üzgünüm ki
Hiç sormayın!
Zil takıp oynayasım
Ve sütlaç yiyesim var;
Fethi Paşa Köşkü'nde
İkindi vakti.
Vuruyor göğsüme ayakların
O kadar yalın
Bir o kadar da yakın
Taze ve yaş bir ağaç değil
Kurumuş bir daldır üstüne bastığın
Dikkat et, çatırdatma sakın
...
şu duvardaki oyuk, sıvası dokülmüş küf kokan oda, zifiri karanlığın sonu.. hepsi zihnimde mıhlanmış. şimdi dönsem sırtımı duvara ne çıkar ki? kış gören plast...
Bu sabah uyandığımda kendimi yerde buldum. Kendimi bir türlü toparlayıp da ayağa kalkamadım. Çünkü aslında benim ayaklarım yoktu. Ben ayaklarımı çocukken bir...
Düşlerimde tek sen varsın,
Dün, bugün ,yarın da hep sen olacaksın.
O kömür karası gözlerin, hiddetli bakışların,
Kimin için güzel bu kadar?
Teninin kokus...
henüz seninle çekilmiş bir fotoğrafım yok,
oysa ihaneti mendil, seni sır gibi ceplerimde saklardım.
avuçlarımdan kaçıp anneme ulaşmayasın diye
her gün he...
Gri bir yol. Sağında ve solunda yola eşlik eden yaprakları sararmış ağaçlar. Kulağında depresif şarkılar çalıyor. Bulutlar gökyüzünün maviliğini kapatmış. Gr...
yağan yağmurlardan kendime bir şarkı tutturmuşum
ellerimde mor menekşeler.
sorarsanız hangi mevsimimdeyim,
bilinmez, baharın hangi mevsim olduğu.
bu baha...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok