şu mezarlarla aramdaki mesafe
yerin yalnız bir katı
şeytanı hayal kırıklığına uğratan
içimdeki bütün haller benim
tarihin en eski kan davası
meğerse p...
uzun kışlar bir gün
biter kış meyveleri
ölür akşam bile çöker
boğazına ölüm ölünün
diline dolanmaz zaman
akmayı bırakır ırmaklar
o denizlere koca ya...
kara bulutlar gökyüzünde
süzülür akşamın rüzgarları
eser uçsuz bucaksız gökyüzü
korur beni güneşten ve kendimden
sıkılmışım bu akşamların derdinden
içmi...
sandaletleri kavuşunca toprağa
cemreler de peşi sıra gelirdi
gülümsemesinden kürek kemiklerine aşağıya
o zaman vakitsiz bakışları tik tak ederdi
son cemr...
bu akşam bize ölüm yok
kaldırdım kadehimi dostlarıma doğru
ve tanrının verilmiş nice sözü arasından
bize dair olanları tek tek ayırıyorum
ben şimdi tanrı...
gün doğarken yankır dünyada
soluk mavi üstünde seken
bir turnanın kanat sesi
bir at nalı ayağına vururken
iki dönüm ötesi
çarşıda birkaç kitap dağıtsa
...
her şeyden önce insandık
devrik ayların
büyülü balo gecelerinde
dolunay tutkusuyla
yanıp tutuşurken ruhlarımız
haykıra haykıra sarhoş olur
ve hıçkıra h...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok