öyle birkaç tel saçım beyazladı
yalan söylemeyeceğim kamburum doğuştan vardı
ellerim titrerdi seninkinin uzağında
artık sadece tansiyon, migren
kalbi...
seni kırk kez sordular
bilmiyorum dedim
biliyordum
sana kırk yerde yıkanmadım
kirli değilim dedim
kirliydim
kırk uykuyu uyumadım sana
siz uyuyun dedim...
Bütün kırgınlıklarım aynı yere çıkıyor,
sana
Bütün patavatsızlığıyla sana benziyor,
herkes
benim canımdan can gitti duymadı,
kimse
Ben bu gece öl...
Kara yakındı önce, hem çok yakın,
Elimi uzatsam tutardı.
Yıldızsız teknemdi inip çıkan gece,
Kurumuş gece, kum, kömür, arduvaz...
Kara yakındı önce, hem ...
pek bir şey kalmadı geriye
aynada solgun bir yüz
üç beş sigara izmariti,
tütünü yeşil.
bir daha giyilmeyecek üzere yemin edilmiş bi kaç kıyafet,
paça...
bu gece tanrıya beni yanına alması için yalvardım.
ses yok, nerede tanrı? uyuya mı kaldı yoksa kulaklarını mı kapadı bana?
tanrım nerdesin?
gözlerimi aç...
ölüm gelip kapıma dayanana dek küçük bir kız çocuğuydum ben
Azrail iyi bilir
o gün o evden bir cenaze bir çocukluk kalktı
sonraları çok uğraştım kaybetti...
yıllarca konuşulmaya devam ettin sofralarımızda
şaraplar kalkarken senin adına kalktı
senin adına içildi
boşluğun büyük bir varlık oluşturmuştu aramızda...
Acının tarifesiydi şiir
git başımdan diyebilecek kadar çok sevdiğinde ayseli,
şair olabilmişti Attila
acı çekmek daima yeni şeyler doğururdu
sancılı bi...
bilseydin,
bilseydin senden başka kimsem olmadığını
gitmezdin,
kalırdın.
bilseydin örttüğümü geceleri üstünü
ayazın ortasında kapı dışarı etmezdin
...
aynada görmekten aynı solgun yüzü
kusuyorum kırmızı, mavi ve siyah
tenim doğuştan mı solgundu?
bilmiyordum
hatırlamıyordu annem
ve ben babamdan çald...
Cenaze taşımak gibi ölü bir ruh taşıyorum içimde binlerce ölü ruh
tanıdık yüzler, tanıdık hoş sohbetler
Yarım bir varlıkla gülümsüyorum hepsine biri hariç...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok