Her geçen gün içimde büyüyen bu parazit canlı yakında tüm bedenimi kaplayacak ve beni parçalara ayıracak. Tıpkı küçük prensteki baobap ağaçlarının gezegenler...
Mir izli fikrim de mümtaz bu gece
Hâle ile dertleştim üç beş hece
Yazmış kalemim ervâh-ı ezelde
Yârin ismini fezâ-yı gönlüme..
İçimde kelimelerle tarif edemeyeceğim bir sızı var.
Haykırıyorum ama sesim çıkmıyor,
Kalbim yaz kış fark etmeksizin
Otogarlar gibi soğuk...
İçi mola vere...
Bir üst sokağın çıkışında, ağaçların dibinde birisi intihar etmiş. Adı sanı bilinmiyor,kimdir necidir. Annesinin babasının haberi yok. Yerde öylece yatıyordu...
Bu sefil diyârın bîneva divâneleri!
Mâşûk hakir gördü bu âşkı, artık seferi
Gecem demsiz, hâle dahi misali zemheri
Gönül ki tutmuş bir türkü, mâşuk diye d...
Mâşuk bihaberdir, bilmez ahvalim
Zâtı lütfetmez de sormaz hâlim
Zannım; naz eder, canım yakar zalim
Ey yâr! Cân yanar da Anka misali...
Ey yâr, dar ağacındadır şu gönlün
Harab oldu bu mücella-i ömrün
Baktım gözlerin havâ-i mihrimâh
Yaş döktükçe şûledâr cihânım âh!
Delilsiz bu mesel bu cef...
Ey yâr! mazur gör masiva gönlümü,
Divaneyim, seyret hâl-i ömrümü.
Cehd eyledim maşukun hayaline,
Meşakkat ile çözdüm düğümümü.
Sanki ecel de kapımdadır bugün,
Târum geziyorum burda günbegün.
Aciz ki hayat, musallâya sürgün.
Benim kaim ülkümde türküdür ölüm.
Umuttu leylâ'ya mecnûn bağı,
Nice zaman bekledi gül, budağı.
Mercâne bekledim yâr otağı,
Visal-i yâr olamadım ne çare...
Eski bir apartmanda katlar arasında dolaşıyordu. Bir kapıyı seçer gibi yaptı. Halbuki kapı aralanmış şekilde duruyordu. Çalmaya yeltendi ve farkına vardı. Pa...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok