Hasret, hasretim sana
Vurgunum sana ömrüm
Söyler; özlemin yara
Gel bana, bana ömrüm
Yar bensiz yatamazmış gözlerine uyku haram
Yar benden ayrı düşse ...
Vazgeçtim
sadece pencerelerden evimize gireceğine inandırıldığım güneşlerden,
senin olsun bu gölgeler
Vazgeçtim salıncaklardaki durgunluğumdan
Al gözleri...
defalarca bıçak yedim sırtımdan
o yapmaz dediğim herkese sırtımı döndüğümde darbe yedim
söylesene Manolla, ihanet nedir bilir misin?
kaldık mı köşe başlar...
“Hayır, dur gitme lütfen. Henüz uyanmadım.”
O sabah daha önce hiç yaşamadığı bir hisle uyandı. Az önce büyük bir heyecanla peşinden yürüdüğü, kaybolup gide...
Yine tanımadığım o kalabalığa girecek, boğazım yırtılana kadar, alnımın ortasından geçen kalın ve o eski damarım çatlayana dek ucuz mallarımın birer markadan...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok