Gördüm sustu dünya binbir kez,
Bini bir para etmez sesleri,
Bizi her defa alaşağı eden esleri,
Bekçisiz, bekleyensiz, kimsesiz tepeleri
Hepsini, yuttu dü...
Sessizim, sedama kavuşmak niyetiyle
Telaşın ürkütücü ezberiyle
Ve paniğin kucağında kıvranan belimin gamzesiyle.
Anlamsızım, sızının sızdırdığı boşlukları...
Çitlembik gölgesi düşlerim
Çitilediğim gülüşlerim
Çiziktirdiğim hislerim.
Kayıplar kentinin ücrası
Berbat
Bedbaht
Bir an.
Dilimden düştüğünü duyumsuyo...
Başı okşanmamış,
Aferin almamış,
Kendi yazgısı ile barışamamış
Aydın amcasının seslendiği isim bile daha çok o olmuş.
Nejla!
Sustayı uzatsana Nejla kız...
Parmaklarının ucundaki çizgiler
Gözaltlarının uykuya aç morlukları
Ve evinin damlatan muslukları
Ve ellerin, terleyen avuç içlerim
İçimden geçen İstan...
Belki yoktun orada
Bakışların yoktu
Bana akışların
Ruhun yoktu belli
Belirmek, minik bir tohumun ilk titreyişi
Fidanı zehirdir belki
Her anı telaşt...
Neyin nesi
Kimin sesi
Değdi düşüme işte gölgesi
Düşünemedim.
Aldım kafayı
Saldım oltayı
Koptu kancası kancık hayatın
Oldu ki kandım.
Uzattım gölgemi ...
Yaşadım diyebilmek için;
Geldim, anlaşılan günün anlaşılan saatinde.
Boynuna doladığın sonsuz kızıl yolun üzerinde kıvrılan bir yolculuk istedim.
Yolu önü...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok