[Lucy bahçede sesler duyarak uyanır. Saat daha sabah 10 olmamıştır. Yaşlı Adam hâlâ uyuyordur. Pencereye doğru yönelir ve gözlerine inanamaz! Gelen bir kadın...
Çıktım güneşin zirvesine
Döndüm arkamı gelene gidene
Bildim kendimi özümde
Sevgiye ulaşacakken
Kaldım ateş çemberinde
Su da ben
Ateş de ben
Korda ya...
Sanıyorlar ki kötülük yapmıyoruz diye yapamayız
Sanıyorlar ki gitmiyoruz diye gidemeyiz
Sanıyorlar ki bırakmıyoruz diye bırakamayız
Sanıyorlar ki seviyor...
debiye direnen uyuştu
pürüzsüz yüzeyini yalayıp akıyor zaman
ama tadı yok artık
tüm çıkıntılar törpülendi
küçük kopuşlar bir şey eksiltmez sanırdı
kapıl...
ahh evet saçları...
yağmur sonrası sönmüş.. sırılsıklam karşımda. rimeli akmış. yanakları al al. üşümüş belli ki. ama çok tatlıydı. doğaldı. en saf haliydi ...
Eteklerim zil çalarken
Kalbim isyan düdüğünün ateşini fitilliyor
Bazen rakı masasında eriyen buz oluyorum
Bazen ağzına alkol sürmemiş o masum kıza evri...
Gözlerimde tüter hicranın alevi,
Yandıkça yanar canım, dertleri dile getirir sevdi,
Gönül sarayım harap olmuş, mestane feryatlarla,
Gamze dolu yüzüne, aşk...
Derdimin devası aradım felekten,
Gönül yıktı yıllardır bu aşk ateş.
Gam çekti ruhum, yıkıldı kalbim yine,
Gönlüm yazdı bu mısralar dert içinde.
Bakışları...
Gönül hoş değil bağa viran eyledin,
Sevda yolunda yüreğimi yaktın,
Aşk ateşiyle bedenimi kavurdun,
Gönlümün derdine derman aradım,
Parmaklarım kalem oldu...
Geldim eski mahallemin sokaklarına
Aradığım çocukluğumu
Caddelerde kaldırımlarda
Değişmişti binalar
Boyanmıştı duvarlar
Hani nerde o tanıdık sesler
Han...
Yürüyorum sokağın ortasında
Etrafımda birkaç kediden başka bir şey olmasa da
Aklımda o kedilerin yerine sen
Yorgun ve sensizim
Gitsem diyorum senden
Sen...
yazmak ne güzel şey
söyleyemediklerinden ziyade
zamanlar boyu ışık aradın gölgende
ışığı arkanda bırakarak
şimdi bir ışık düştü seyrine
ve gözlerini kap...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok