rüyamda satranç taşıydım. stefan'ın cümlelerinde, kahve masalarında, truvalarda... tek amacı, hedefini doğrulamak isteyen bir satranç taşıydım. samimi anları...
baharın gelişi ayrılıkları tanımaz. sevgiyi, acıyı, derdi, kederi... en önemlisi insanı ayırmaz! her şey bütün olur, bir olur, birlik olur. sonrasında bu hoş...
dikiş makinesinde hayatın
yakasını bir araya getiren dikişlerin
renginde ipi tutturamayan füsun teyze
marangozunda ölçüsünü
yanlış alan hasan dayı
soğu...
plağım olsun isterdim
yankıları değsin duvarlarıma zeki müren'in
"yeter ki gel bana, senede bir gün." deyişi
köşede kara kutu açılsa aniden
çıksa duvarın...
bugünü erdal güney günü ilan ediyorum. yılın her şubat birinde şarkılarının her nağmesiyle ruh hallerimi şenlendireceğim. diğer günlerde ise radyoma ve günüm...
bilinmez hislerin şehrinde
esen rıhtımında harflerin
hissizlikle boğuşurken
sevgiye içimsiyorum
geçişlendiğim rıhtımda
hissizliğin girdabıyla boğuşurke...
çekişmeli bir yılı ardımızda bırakacağımız son yirmi üç saat, elli yedi dakikamız var; sonrası iki bin yirmi bir işte... ya daha çok musibetlere şahit olacağ...
bu satırlar, hayatıma şahit olacak
gün geldi hüznümü,
gün geçti sevincimi...
kendinden söz ettirecek.
karışmış ruhumun hisleri
kelime kelime dökülecek.
...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok