Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
sanrılar
başlangıcı ve bitişi olmayan
uzun bir düş yolculuğu şimdi
kilitsiz kapıları aralayıp dönüyoruz
yuva saymıyoruz
başkalarının evini
zamansızlığı...
Yamalı saatler kurardım baş ucuna
sabahın
Sabah ezanından önce uyanırdı deli
sanrım
Ölgün suskunluğun çok şey anlatırdı
Yaşardım tutsaklığını
Kam...
Seninle yürüdüğüm yolların
Kedilerine bile kırgınım
Yüzündeki keskin siniri at
Ben uçurumlara alışkınım
Pencereme konan kuşları
Doğduğum memlekete gönde...
Gözlerindeki merakı ya da hayal kırıklığını görür gibiyim. Biraz da dargınlık seziyorum yürüyüşünde. Uzaklaşırken çantanı sert bir şekilde düzeltmen, adımlar...
Bugün köye açılan o yollarda seninle yürümek isterdim.
İlk köy yürüyüşüm olmasa bile seninle ilk defa yürümeyi öğrenmiş gibi olurdum biliyorum.
Badem ağaç...
Açılmayacak kapıların ardında bekleyenler
Güvenmenin, sevmekten önce geldiğini anlayanlar
Kalabalıkların sahteliğinden yalnızlığın yatıştırıcı kollarına ko...
Odamın perdesini yırtan bir incelik süzülüyor odama, sokak lambasının kırık kaburgasından. Işığı izliyorum, renginde birkaç Tanrı uzunluğunda uzak evin odası...
" 'Yüzmeyi bilmiyorum." demişti Bayan Flaubert. "Ama denizi öylesine seviyorum ki... Eğer bir gün intihar edecek olursam belimi vapurun demirlerinden sarkıtı...
En nadide menekşeler de açsa arkanda,
En muhteşem güneş doğsa yahut kızıl bir günbatımı,
Yine de seni seyrederdim,
Seni, sevdiceğimi, biricik papatyamı..
Öylesine yaşamak diye bir şey olabilir mi? Hadi oldu diyelim, bu şekilde mi öylesine yaşamak olmalıydı? Seni seviyorum demek ne kadar da basit bir cümle. Han...
Birçok şey hafızamdan silinmişti.Bazı şeyleri hatırlamıyordum.Her gün kitap okur muydum? Birkaç günde bir miydi? Senede birkaç kitap yoksa hiç kitap okumuyor...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok