Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Kendinden ışığıyla doğanlar var
Biliyor ve görüyorum
Ben ışığımı kendi ellerimle yarattım.
Küçük bir ateş böceğinin kanatları arasındaki titrek bir parlam...
Ay doğuyor
Yükseliyor, yükseliyor ve yerine yerleşiyor
Gecenin kalbi atmaya başlıyor
Kurtlar tek tek uyanıyor ve sana doğru koşmaya başlıyor
Ulumalar orm...
Dört nala gelip uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket bizim!
Bilekler kan içinde...
Ve düşünüyorum da
yalnız kalmayı,
övüp bitiremem. Ama yalnız kalmayı
sövüp de bitiremem.
Eskiden severdim cümlelerimi.
Gökyüzüne sıkılmış bir mermi gibi...
Yalnız olduğu için üzülen ve kötü hissedenler var mı?
Yalnız olan insan, ruhsal açılımlarda ve dünyevi alanlarda başarıya en yakın insandır. Yalnız insan ke...
beyaz şarabım ve mavi serabımla çölde,
vizesiz yolculuğu peşliyor gıpgri bir gölge.
fısır fısır, ıslık, deli veya iblis groove’u.
kanına karışır ve künde....
Fehmekar,
Her dilde her boyutta, her konumda her yolda fehmekar.
Fehme'de asılı kalan ruhlara ithafen fehmekar.
Fehme'nin katliamında solan kalplere ith...
İçimde tuttuğum acıyı göğsümden çekip atmak istedim
Ama nasıl kıyarım bir yaprağa,kökü kurur koca çınar ağacının
Nasıl kıyarım doğan güneşe nasıl suçları...
Selam Ervinya,
Bir anda elime kâğıdı kalemi aldım ve yazmaya başladım. Kime yazsam diye düşünürken elim senin ismini yazıverdi bir anda. Ne kadar uzun zaman...
gecenin yarısı, aklım bir karış havada
tek bir mesajı bilet Apollon Tapınağına
teni dantel, parmak uçları alev alev
müsade var mı ağlamama?
nolmuş zihni...
Bekledim,
Gördüm,
Yârin gelmeyişini..
Un ufak oldu her şey,
Sanki avuçlarımda.
Bana sormaksızın,
Akıp geçti zaman,
Bir umut vardı,
Söndü,
Bakışları...
kuşlar kaçar soğuktan ve kötülüklerden.
o yüzden hep kuşlara sığınırım.
ne zaman kötülük görsem, iç bulantısı-bunaltısı,
ne zaman fısıltılar duysam ıslak ...
tanrı köklerimi çok mu derine kazıdı
oysa tohumlarımı toprağa savurmamış mıydı
varoluşum benim saygıdeğer lanetim
dalsız, gövdesiz, kökten ibaret bir ağaç...
Ayaklarım kaygan bir zeminde
Ama dosdoğru yürüyorum ne tuhaf
Ben bile şaşırıyorum halime
Sağımda solumda binalar toz duman
Yıkılıyor betonların cümlesi
...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok