Bir beyazdı yok sayılan paydadan
Koparılmış bir kayış ve derin kaçışlarım
Ne suretler gizlidir sessiz bakışların
Sızlanıp aşk yazıldığı duvarların öcünde
...
Soğuk bir kış günü yazıyorum. Mutlulukla boğuşan toyluğum ve yeşeren tecrübem beni iki farklı kişiye dönüştürmüştü. Atacağım adımların bu kadar büyük olacağı...
Doktooooooooor!
Randevu filan dinleyemem, bütün nazik tavırlarımdan kurtulmam gerek sırayı bekleyemem, müsait misin diye soramam, sinirliyken tepki gösterme...
Yanardık böyle ellerden uzak
Bilmezdik bir suyun adını merhamette
Ve göz bebeklerine kurulan her tuzak
Kuzgunla bekletirdi öfkemizi nöbette
Bir kaçıklığı...
Güneşi kovaladığım dünyada uzun ve dar sokaklarıyla, ayazı dillere dolanmış Ankara. Ruhumun tüm grileri burada bir olmuş bana hükmediyor. Peki ya gri ne zama...
Berduş duygular besledim
Dar sokaklarından defalarca geçtim
Kargaşalarla düğümlendim
Kendi içimde kimsesizim...
Bir kedi çizdim
Titreyen göğsüne yasladı...
Yüreğimi sürgüledim,
Giderim, yeter bana -kimsesizliğim-
Aklımı devşirdim,
Sezerim, kalır bana -hissizliğim-
Ruhumu eledim,
Serdim, yoksul bene -teki...
Kâğıt üzerinde biten tek şey
kalemin sinir uçlarıydı oysa...
Biraz da fırçanın ucuna boyalanmış
sulu şakalar...
Çizgisiz, eskiz portresi beynimin müsved...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok