Ölüp ölmediğini anlamak için acılarını deşiyorsun, hafızanı yokluyorsun, sonra koltuğundan kalkıp bir karanfile su veriyorsun. Nihayetinde yaşıyorsun. Belki ...
Bomboş bir odanın tam ortasındaydı. Pencerelerin tahtalarla çivilenerek kapatılmış olması kendisini bir yaratık gibi hissettirmişti ona. Gözü kapıdaydı, bu h...
Ellerimle yokladım kaybolan gözlüğümü.
Bulamadığım her an,
Karşımdaki herkes sen gibi bakıyordu bana.
Adımlarımın sesini duyduğum sessiz sokaklar yok.
Rü...
Ana cümlemiz, "en büyük korkumuz" aile mirası olarak karşımıza çıkabilir.
En büyük korkumuz; diye nitelendirdiğimiz olaylar "ailemizden birisinin" en büyük...
Tekil hayatın devinimle imtihanı
Beklentileri karşılamaktan yoksun.
Düzen ve ilerlemedir çünkü yalnızlığın temeli.
Çünkü hareketi baki olan yalnızca zam...
Kuş tüyünden yatağımız olacak
Uçacağız havada özgürce
Ellerin ellerime değdiği zaman
Karışan avuç içi çizgilerimizden
Yeni bir alfabe türeteceğiz
Nüfusu...
Çektiğim ellerim sustuğum dudaklarım
Elbet onun kaçışıyla yakınlaşacaktı
Mesafelerimiz yıkılacaktı üstümüze
Derin iç çekişler eşliğinde adı geçecekti
V...
Kirpikleri ile örülmüş gözleri
Artık ne yeni bir sabah
Ne de gecenin serinliği.
Elleri hala narin bir gül, dünyaya açılan
Karıştıkça toprağa, daha da aça...
Röportaj: Ilgın Sönmez – Milliyet (2002)
Tomris Uyar, hayatını kaybetmeden kısa bir süre önce Ilgın Sönmez’in sorularını yanıtlıyor.
Röportaj aşağıdadır. K...
Benliğimi keşfettiğim ve sürekli büyüdüğüm, geliştiğim ve değişen bir sürecim var. Yirmili yaşlarımda onun öncesinde yaşadığım çok çeşitli arkadaş gruplarım ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok