Dün gece dünyaya baktım yıldızlardan
Tanıdıklarıma, tanımadıklarıma
Yağmurlara karışan gözyaşlarımdan
Toprağın kurumuş damarlarına aktım
Yaşanmışlıklar, ...
En güzel ve en kederli ağlayışlarla uğurlanmıştı
Sabaha karşı
Mayıs’ta
Ilık rüzgârla birlikte doldurmuşlardı heybeyi
Sus, küs, acele
Ve acemi bir hırsı...
Beden kalıbı buçuklu idi, bilemedin otuz sekiz
Hafifti hafif olmasına ya
Tenden içeri, ondan içeri bir o vardı aslolan
Ağır geldi dünyaya
Ruh ısısı değiş...
Ellere yürek ile tutundukça
Bir kapanır ki parmaklar
Avuçlarında
İyisi mi sorma
Dört bir yan
Hep sureti aslın
Hep kemiğin tozu
Hükümsüz oysa et
Kemik...
Esmer bir dolunaydı
Çok esmer, ürperten
Bir kalp ağrısıydı belki bıçaklanan
Derinden
Ya da kasıklarından bir yaşam
Boy veren
Bir can
Bir nefes
Haykır...
Duvarları delik sokak aralarında
Geçecek çocukluğum
Elimdeki oyuncağım olacak
Boş kovanlar daha soğumamış
Vahşeti öğretecek oyunla karışık
Maviyi bilmey...
Zamansız ve dar vakitlerde
Bir ses gelir
Şarjörüne sürülmüş acılardan
Yüreğin
Sığmaz dünyaya
Âleme sığmaz
Ve evrenin kara deliğinde
Kaybolur gider so...
Dünyanın bütün öğretmenleri
Aynı anda maviye boyayın
Dalgalansın kara tahtalar
Deniz olsun
Gök olsun
Özgürlüğe yol olsun
Bulutlara çıksın çocuklar
Çın...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok