Emrullah Gümüş

Son yaylım ateşi yankısı bu,

Zaferini zarafetinin gölgesine bırakan o kadını gördün mü?

Kucakla çocukluğunu, kadını kucakla

Ve bekle, adını unutturacak sa...

Kıyısından geçtiğim tüm denizler içime doluyor,

Dolu dolu bakıyorsun gözlerime

Dolu dolu yağıyorsun içime

Dokunduğun her yeri yeniden doğuruyor annem.

Bi...

Son yolculuğumuzdu;

Yalnızlığımıza, yansızlığımıza, azlığımıza

Son defa yola koyulduk,

Ayrı tahta parçaları üzerine yığdığımız bedenlerimizi son defa taşı...

Bir erte daha var aydınlığa

Bir çiçek daha solacak

Bir gün daha batacak 

Bir kelebek daha dumana boğulacak.

Bir ampul ışığı tatsın diye

Ne mumlar ne ayd...

Yaşadım diyebilmek için;

Geldim, anlaşılan günün anlaşılan saatinde.

Boynuna doladığın sonsuz kızıl yolun üzerinde kıvrılan bir yolculuk istedim.

Yolu önü...

Sözün ağırlığı kırıyor kemiklerimi

Her çıtırtı bir sızı gibi çakılıyor aklıma

Aklımın tiyatrolarında kapanmıyor perdeler.

Söz özdür, özüne yolun düşmez mi...

Gördüm, kustu dünya bin bir kez.

Bin birincide püskürttü beni,

Ait edemediklerini bir bir eritti.

Küstü dünya, her küsüşte kustu dünya

Beni, seni, kırmız...

Günler geçmeli

Gülleri budamayı geciktirmemeli

Güzlere gün yüzü göstermeli.

Gürz gibi yağmur tene değmemeli.

Çünkü acıtır yokluk

Yokluğunun çokluğu gibi...