Hatırlanırım belki
Rıhtımda bir kedi gibi beklerken
Deniz pul, balıklar savurgan ve bir deli
Kendine güzel şeyleri seyretmenin prangasını vuran
Bir parça...
Dilinin ucunda suskunluklar saklı şairin
Acıyorum bütün uslanmışlıklarına
Pas değil kömür değil, us değil gizem değil bulduğu
Bulduğu yalnız bulunmayan ha...
Buhran... Bu kelime bana hep trenlerle bir alakası varmış gibi hissettirir, buhurdanlıkla olan fonetik yakınlığından olsa gerek. Konuştum kendisiyle, neticed...
Irsi bir damar
Aman vermeden vuruyorlar gölgemizi
Ama alıyorlar
Daha dün orada olduğuna yemin edebileceğim
Düş kapanına çaput bağlamak
Ritimsiz kalp atı...
Tüm mumlarımı yaktım penceremin eşiğinde
Gündüzün en aydınlık vaktiydi zaman
Hepsini ateşe verdim çakmağımın son nefesinde
Hepsine nefes oldu çakmağım, so...
En kasvetli çağların gölgesinde çiçek açıp
Aynı ağacın gölgesine gömülen
Yani en karanlık vakitlerinde gündüzün ve günün
Yani bin acıyı tek bir ömre sığdı...
Hayatımızda meydana gelen her son; bir okulun, bir dostluğun, bir binanın, bir devletin bitişi, belki de en ve mutlak son olan ölümün yalnızca birer provasıd...
Burnumda ekşi bir üzüm kokusu, aslında hiç huyum değildir şarap içmek; içimde uzun süredir olmayan bir yalnızlığın vuslatı, aslında hiç huyum değildir birini...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok