İsimsizliğe, renksizliğe zamansızlığa bir hüzün
aşka mucizeye ışığa ve doğuma bir hüzün
uyuşmak istemiyorum unutmak için
unutulunca gelen neşe kötü redd...
Seni masadan kalemlerim düşerken belirttim
bir coşku arıyorum bir sıçrama durgunluğa doğru
yankı,
yankı,
yankı,
yankı,
yankı, yankı, ...
duvarı bir Rab kıldım
kaldırıp ona fırlatacağım kitapları okudum
bana iyi gelmemesi lazımdı hayatın,
aksine gördüm varlığını her rengin
her gündönümün...
Coşkumu büyütebilmek için, içimi hazırlıyorum yokluğa solukluğa boşunalığa hareketim,
hayaletleri kovdum başımdan şimdilik
sesimi ana bıraktım ve ikililik...
Kendime iyi gelmek zorundayım. Kendime iyi gelmeyi bilmiyorum. Kendime iyi gelmenin yollarını öğrenmeliyim. Bilmiyorum, belki de seçmediğim sorumluluklarımda...
Uyanış karanlığa ve iç çekişlerle saklanan bakışlar
herkes saklıyor hüznü, herkes söylenildiği gibi ah
çıldırış yok güzellemeler hep soylu pastayla kaplı ...
Farkediş soğuk, gülerken bile hüzünlenmek ile
güzelliklere layık hissedememek farkediş bu,
varoluşun tedirginliği soruların bitmeyişleriyle
ve adım atm...
Acaba elimden gelebilecek, yapabileceğim iyi şeyleri umutsuzluğumla yok ediyor muyum?
körlüğümle bekliyorum bekliyorum odamda
durgunlaşmayan tek şey zehi...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok