Mehmet Ümit Kılınç

tüm sabrı taşmış ruhumun,

dalgaları hararetle dokunmak istiyor karaya.

bilinmezlikler bir rüzgar gibi çarpıyor sularına,

ve bir hışımla vuruyor kıyıya.

k...

anı durduramıyorum, beraberim

kuşların sesinden bihaberim

akıp giderken zamanın ötesindeyim

ben, ben miyim neredeyim , nereliyim

içimden akan ırmaklar ne...

Duvarların silüeti artık yabancı gelmiyor bana

hem bakışlarını öyle ezberledimki bana sabitlenirler ömürlerince

köşelerinde soluklanır,avuçlarımın içlerind...

yarlarda ben kendimi ararken

sende kaybolan bi yüreğim vardı

ya bu sesleri yok et, ya bağır

belki buralarda nefesindir dağın ardı

Sevgilinin bende yırtık...

An beni kaçtığım külfetlere götürürken

ben mahvoluşlarımda saklandım.

aklandım, tüm kalplerden bir serzeniş bile bırakmadan.

sonra olduğum yere sendeledim...

içimdeki yanardağ kırılırken

kaç kalem kırdım bilirsin

hiçe saydım sonra idamları

uslanmadım

dirilttim, dirilttikçe yitirdim

ve en çok kendime yenildim
...

son kez fısılda o ressam kim

öylesi bir özenle tutturulan mim

kalbe örülen acınası duvarlar gibi

kim bu köhne surların masum işçisi

özenle tutunduğun b...

yanında uyurken nefes alış verişinin uykunu getirdiği o sakinlik gibi'

Her yerin hiçbir yer olduğu bir yer

Ve herşeyin doğurduğu hiçlikte 

Uçsuz bucaksız deryada

Süzülen bir kuş gibi 



Nereye gideceğini bilip

Bir türl...

Yok ihtiyacım yokluğuna, varlığını istemem.

Loşluğuna alıştım bu şehrin, güneşi de istemem.

Ağlasın kaldırımlar, solsun çiçekler, baharı istemem

Kış olmas...

Mazinin azizliği, vuku eder acizliği.

Hazin bir acayip yaşanmışlık tesiri.

Bedeni saran mutlak karanlık, zifiri.

Ruhum, melaike bir zebani misali.

Yıkıp ...

Susuyorum bugün, bırakıyorum kendimi,

Mavinin en nazik tonuna.

Güneş acıyıp, bulutları seriyor üzerime.

Kar taneleri doluşmuş saçlarıma.

Susuyorum bugün,...

Yıkılıp da düşünce, yanaşma ah etmeye.

Değil dokuz, yüz canın da olsa mahkumsun

Ölüme, bir an kala, istersin de geri dönmeye

Ne imkan ne zaman kaldı bu d...

İçim çıplak, anadan doğma.

Yosunlarından soyunmuş kayalar gibi içim.

Çarpık ve eksimiş, yıkık bütün kentlerim.

Hani yüklerken sen eşyaya türlü mânâ elbise...

Hep ben diye başlar sözcükler inandırmak için

Oysa biz diye başlamalı bütün aşklar

Hep iki taraflı düşünmeli insan biz olmalı hep

Bizim dünyamız olmalı ...

Yine bir yorgunluk var üzerimde yine bir dert

Ağrılar la uyanıyorum sensiz sabahlara

Hastanelerde sabahliyorum kaç gecedir

Uykusuz dengesiz ve halsiz g...

Bir ayrılık Bir yoksulluk Bir ölüm nicesini tahttan indirdi

Nicesinin gül benzini soldurdu

Nicelerini gelmez yola getirdi

Bir ayrilik bir yoksulluk Bi...

Güneş Değirmenleri

Var görünüp yok olmanın tarifsizliği.

Tekila, viski, votka ve rakı şişeleri tahta raflarda muntazaman dizili, sarı ışığın altında insana huzur veren bir güzellikle parıldıyordu. Bar taburesinden,...

İçimdeki birbirine tezat tonlarca ses çiftinden yalnızca birini seçiyor, odağımı bir süreliğine oraya yönlendiriyorum. Söz konusu ses çiftini oluşturan unsur...

"Gözlerimin içine bakarak bana yalan söylediler, bu yüzden güvensizim."

Doyum olmaz sensizlik

Ben ise yarime

Kara gözlerine aşığım

Kötü günlerde geçirsek

Aşkımdan yanıp tutuşurum

Senin güzelliğine bakmak

Doyum olmaz yarime
...