bunca durulmuşken kelimelerin dansı
alev alev yanan dünyada
bunca azalmışken dizelerin gölgesi
eskisi gibi kaynamıyorsa kazanı kitapların devrimci şiirler...
Çoktandır uzatıyorum intihar saatlerini. Bardaklarımı hayaller dolduruyor aylardır. Gidişinin ilk dakikasını sorgulamanın farklı yolları varmış. Önce haklısı...
Otuz beş yaşında daha önce gitmediği bir ülkede yaşamak için çabalayan birine "Bu yaştan sonra yapamazsın." gibi cümleler kurulur ya da kırk yaşında hiç evle...
Duvarlarım susuyordu dilini kestim
Sonra bir düş kurdum kara duvarda
Ciğerinden intikam alıyordu sigarasıyla bir karga
Niye kokmuyordu her yer
Öykü kitap...
sulanmış ağaçlara bakıyoruz, bugünün ikindisi
buğular içinde yüzüyor ağaçlar
saat on haberlerini dinliyoruz
alıştık, bütün haberleri dinliyoruz zaten
önü...
ÖN SÖZ'den
"... En güzel, en büyük, en doğru şiir, bir hakikat-ı müdhişenin tazyiki altında hiçbir şey söyleyememektir. Makber ise, hitabet ediyor. İnsan,...
"... Hüseyin Nazmi, “Eğer okumak istersen kütüphanenin anahtarları oradadır” diyerek arkadaşını yalnız bıraktığı vakit o büyük bir azaptan kurtulmuş gibi bir...
ben putlarınız gibi ara bulucu değilim
ne de kabil gibi ellerim kanlı
çok isterim de çizile yazıla alnımın akı
yetiştirir bana işlediğim haltlarım halatla...
Bir kitap yazacak olsam ilk cümlesi "Anlat." olurdu.
Masanda bitmesi için birkaç sayfası kalan kitabı, önünde duran ve henüz tek yudum almadığın kahveyi, di...
Ağladı. Tanrı adil olmadığı için ağladı, kendi düşlerine inanan insanları bu şekilde ödüllendirdiği için ağladı. "Koyunlarımın yanında mutluydum ve mutluluğu...
Düşünce suçu, ölümü gerektirmez: Düşünce suçunun kendisi ölümdür.
(sayfa 38)
Hem bilmek hem de bilmemek, bir yandan ustaca uydurulmuş yalanlar söylerken ...
İlk nota
Ruhtu
Alacakaranlık bir sesi çınlatmak için hazırdı
Toprağa düşen ışık
Orada suyla buluşan yüzünü yaralardı
Kapıyı çalardın
Daralan eşiklere g...
Bir parça daha eksilir lekesi
Kara kapılarda elleri sıkışan çocukların
Ve dahi huzur bozanların ilkesi
Yakanda isten ve sedeften rozetin
Bağırdığın cadde...
Aylardır yazmıyorum kimse üzülmüyor buna
Bir redingot bir silindir şapkayla bitiyor olay
Donuk nehir
Kan karası
Saçlarım uzuyor durduramıyorum
Kalbimde...
Yağ ve biraz boyayla
Buğdayı suda bir çocuğa benzeten
Renkler yaslandığında geri
Dişi boğazında bir köpek gibi bağıran bendim
Kaparoz aldım
Omuz verdim
...
Dağ değilim ve daha çok göğe inmeliyim
Kalbimdeki iskeleden döşenmiş deli kan
Kendimin lekesiyim düşmüşüm oradan
Zayıf bir ağaç derin köklere bağlı
İlik ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok