eşrefin saati fiyaka değil ısı verir
ve yeterince nefesini tutan vurabilir
hatta bir anneyi ağlatarak uyandırabilir
son duayı bi’ katili bi’ tanrısı bilir...
Güneşe, tuza ve rüzgara
Çıkarıyor sandıklarını biri
Kendini saymaya başlıyor: kaçın!
Geceden aldığı nasıl renkle varsa
Neye doğruysa yokluğu yakın
Adımı...
Güzeldin bir öğle vakti merdivenin kenarında tanrıça gibi uzanmış silüetin
Uzanmıştın, kusursuz dalgınlığından uyandırmaya korktum seni
Senin güzel düşler...
Hiç şifrelerim olmadı benim. Gizem yaratmadım.
Aleni ve coşkuluydum her zaman.
Turuncuyu sevdim en çok. Sevilesi, bakılası, görülesi olmaya çalıştım. Şim...
Bekledim gece oldu, gece gündüz
Kalktım sargılar vardı, kalktım yanılgıya dönüştüler bir bir
Gördüm bana döndürdü yüzünü sarı
Taş kesilip kesilip ufalanmı...
Sesim soğuk bir sis
Gittikçe grileşen dalgınlıklar oluyor
Sormuyorum bir yolculuğa kimle çıkılır
Ve kim yırtıp atabilir elindeki son dönüş biletini de
Tü...
İhtimallere aşığımdır belki de. Bir çift gözbebeğinin sıcacık bakması, minik bir elin parmaklarımı sarması, masmavi bir denizin ruhumu yıkaması... Gökten çis...
Yeni bir hayata başlamanın verdiği o müthiş heyecan içerisinde kalbim. Bilinmezliklere açılan esrarlı kapıların ardında sevinç çığlıkları atıyor sessiz sedas...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok