kendime battım.
öyle yakışmıyor ki yaşamak ellerime,
hangi aynaya dönsem hep aynı kalabalık
ve kendini sakınmaya meyilli bir taç utangaçlığı.
nerede must...
bunca vakit göğsümde taze kalan
çiğ, ıslak yorganların sarıldığı
bir yangın, bir bekleyişle sürüyor zaman
ancak bu utancıdır kuru mendillerin
her öykü bi...
kesik ruhumda paslanan ölümün,
ölmeyi yeneceğini
bir ölüden öğrendim.
kuş sesleri artık çok uzakta
bir hayat var yanımda
dokunuşlarımızla bizi acıtan;
...
Narin'e...
babalar ne kadar geç gelmişlerse evlere
çocuklar o kadar erken ölmüştür yaşamaklara
bir çocuğun göğündeyim
ölümlere şahitlik düşüyor payıma.
...
Bütün çirkinliği örten senin yüzünmüş gibi günlerdir gördüğüm insanlardan bulanıyorum. Kimseye bakmamak için başımı hep senin yerine özür dilemek zorunda kal...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok