Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Kar yağmış bir yılbaşı sabahı,
Kalabalık bi aile sofrası,
Yeşilliklerin arasında bir piknik,
Ilık havada bir hamak keyfi,
Verandada bir kitap,
Yaz g...
dört duvarı vardı odamın
biri oydu sırtımı dayandığım
iki yastığı vardı yatağımın
biri oydu uyurken sarıldığım
Biz seninle çok güzel iki renktik sevgilim!
Ama denk değildik.
İşte bu yüzden ben hikayenin burasında solmak zorundayım.
Rengin rengime karışmadan,
Tenim...
Aynı şarkı değildik biz.
Ahenkle dans edemezdik.
Ben senin ayaklarına basardım hep;
Eğer ki deneseydik...
Ve ben sevgili günlük,
Şu izole halimle dahi öylesine sıkıldım ki bir yerlerde geçmişe rastlamaktan, ben kendimi sosyal olarak erişilmezleştirdikçe selam ça...
Adımlarımı sayıyorum günlerdir bir iki üç, geceyi izliyor, karanlığın derinlerinde dolanıyor, ancak sabah hocayı duyunca uykuya yatıyorum. Başka türlü rahat ...
Seni nasıl anlatayım ben
Asla iyileşmiyor,
Kanadıkça kanıyor bu özlem.
Rüzgarın uğultusu gibi,
Ölümün habercisi gibi..
Seni nasıl anlatayım ben..
...
Yeterince gücüm olsa annemden nefret ederdim
Ve babamdan ve herkesten
Yalnızca kendimi severdim
Ve kendimle otururdum hiçbir şey yapmadan
Yirmi yaşıma ka...
Benim annem çok mücadeleci bir insan. Babam da öyle. Bunu açıklamak için cinsiyetçiliği baştan sona yazmak istiyorum ama malesef şu an ilhamım ve beyün hücre...
Ben hep düşünürdüm, düşündükçe üşürdüm.
Bu beyin fırtınaları kalbimin ateşinini söndürürdü..
Özgürlüğe en uzak hapishane kafanın içidir rewi.
Anılara e...
Birçok şey yazıp sildim. Zaten hep böyledir. İnsan söyledikleri değil söylemedikleri kadardır. Bu suskunluklardan anlam çıkaracak kimse var mı bilmiyorum. Ya...
Dengemi kaybettim
Uykusuzluğun huzursuzluğu kalbim
Annemi özledim
Algımı tümüyle yitirdim
Kalbimden ırak yaşadıklarımın hislerime etkisi kadar
Ama gü...
Derdini yıldızlara anlat.
İnsanoğlu hafife alır.
Duvarlara ağla her gece.
İnsanoğlu dalga geçer.
Çiçeklerle anlat aşkını.
İnsanoğlu harap eder.
Bir tek...
arzularının esiri,
sanırım o sıcaklığı daha önce hissetmemiştim.
hiç gitmez gibi gelmişti,
aslında ne de çok bitmişti,
göremememiştin.
bir daha nereye ...
18 ağustos 1992
O zamanlar tanrıların
Demirden bulutları vardı
Nefes almak icat edilmemiş
Sana dokunmak henüz yasaklanmamıştı
Ağzım yıldırımlara açılır...
Ölüşmek üzre x-ray cihazı ve
Şimdi aralarında bağlatı yakalayamayacağım iç güzellik
Uğrak virgülüm pundunmuş.
Paslı
giyotini de
kolye ...
Ben mi fazla hassasım yoksa olması gereken böyle mi? Fazla hissettiğinizi ve bunu durduramadığınızı fark ettiğiniz zamanlar oldu mu hiç? Ben mi fazla empatik...
Kahveyi sade içmeyi denediğim ilk günü hatırlıyorum da, insan buna nasıl alışır ve nasıl bu kadar sevebilir diye sormuştum kendi kendime.
Başlarda zorlansam...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok