Karanlıkta dans ediyorum
En güzel nakarat saçlarıma dökülüyor
Elbisemi havalandırmak için hızlıca dönüyorum
Burnuma limonata kokusu geliyor, her şey capca...
Bir yanım çiçek bahçesi bir yanım kara gece.
Bir gözüm sisli orman; kederden hallice.
Diğer gözüm kilidi açılamayan çeyiz sandığı,
Umutlarına nazar değmiş...
Eksik tamamlamak kadar yorucu
Nefes vererek hayata tutunmak
Ellerinin soğukluğu kadar sıcak
Güneşe gittikçe yaklaşmak
Zifiri bir gölde boğulmak kadar çar...
Bana sorarsanız
Tüm bu yalana inanmanız
Sizin ayıbınız derim
İnsanların sömürdükleri zayıflıklarıyla
Tepeye geçip sırtımıza kambur olan
Cebimize girecek...
Şafak vakti gelmesin bundan sonra,
Biz alıştık nasılsa
Karanlık örtüsü altında
Yapılan kısa konuşmalara
İçe akıtılan gözyaşlarına
Daha da açılamam
Y...
O keskin bir insandı ve
Ben, kendimi
Onun varlığıyla tanıyordum
İlk kez Sartre’ı
Bu kadar iyi anlıyordum.
Sarı zarftan kafamı kaldırdığımda
Artık gözle...
Gözünü açtığında her sabah olduğu gibi sıvası dökülmüş tavan ile karşılaştı. Ağzındaki kekremsi tat ve boğuk havanın işkence ettiği başı yüzünden keyifsizdi....
ben kör bir kadınım
sanırım dünya da öyle
kanamakta yüzyıllardır
ve kanını görememekte
gece göğüme bakınca
yabancı bir dosttan kaçıp
tanıdık düşmanları...
Yine o uyku tutmayan
Kuş sesleriyle uyanan
Rüyalara dalan “ben”
Temmuza giden yolculuk
İzindi, sevinçti, hasretin sona ermesiydi...
Almanya - Türkiye yo...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok