bir masada oturup
eski günleri konuşabilmek ve
sana olağan bir açıdan
makul bir hisle bakabilmek.
bir şarkı ithaf etmişsin ona,
görüyorum ve anlıyorum.
...
benim bu hayata gelişimdeki sebep bir aşka düşmek, o aşktan kalkamamak ve o aşkın uğruna ölmekmiş. kırgın değilim diyerek ne kendimi kandıracağım, ne de sizi...
bir cam kenarında otururken fark ediyorum. ne işim var, ne param. şimdi başıma bir şey gelse, beni hastaneye götürecek bir çift ayağım yok. saçlarım yüzüme d...
odalar arası sesler hep aynı frekans,
senin kapının önünden geçmişler dün.
beni aradılar, ağladılar
annen balkonda uzağa dalmış,
denizi görmek istiyor am...
üzgün bir karakterin,
yalnızlıkla baş ederken
yine sana, inatla bağlanışını izliyorum.
dizlerimde bir yara var,
ne yapabilirsin?
ellerinde merhem var mı...
birini sevmeyi bırakmak istemenin yine de son defa görme isteğini bastıramamanın ham hali. ayrılık, özlem ve son defa görsen de hiçbir şey değişmeyeceğini bi...
senin orta yaşlı halin, benzediğin çiçekler ve ben bir masada oturuyoruz. herkesin seni göresi var, herkes şimdi “neredesin?” “neler yapıyorsun?” “günde kaç ...
ellerin ve dudakların var.
uzağımdalar ve yamacımda.
bir şiir böyle başlamaz,
bir aşk böyle bitmez.
biz seninle imkansızın ucunda,
bir bankta ya da uzun...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok