Geçmiş sıkıntılarımı yazdığım notları okurken o sıkıntılar ne kadar da uzak ve benden bağımsız geldiler. Sanki o duyguları ben yaşamamışım ve üzülen ben olma...
Düşlerin düşündüklerin düşüşlerin bir düş atının şahlanışından
Yere...
Sızın, sızlayışların duyulmayan ıssızlıkların sessiz ıslık çığlıkların
Göğe...
Sığ...
Unutmak da böyleydi işte... Kurşun kalemle bastıra bastıra yazdığın hikâyeyi silgiyle silmek gibi. Hani hiçbir silgi tam silemez ya, izi kalır... Kelimeleri ...
Parmak uçlarında atan nabız kadar nefesim
Dipsiz bir kuyu misali ulaşamadığın
Gece sessizliği kendine örtü bellemişken
Bir şev karanlığında süzül zihnime
...
Çocukların koştuğu bir bahçe saklı yadımda
Yel esti yerinde bahçenin
Nerede gözlerinden öptüğüm çocuklar
Çocuklar gitti koşturmaz oldu
Haberini alan var ...
Seni tanıdığıma memnun oldum Virginia...
Hayatının bütün trajedilerine rağmen kadınların varlığını ispat etmeye uğraşmışsın.
"İstersen kütüphaneleri kap...
Sağanağına tutulmak
Gölgene sığınmak
Her neredeysen
Sana kaçmak istiyorum
İçim bile içime sığmıyorken
Seni orada saklamak
Tanıdık bir şarkı gibi
Sana...
Bir hikâyeye başladı…
Uyudu, uyandı
Kalktı, oturdu, baktı.
Tanrı ne kadını ne de erkeği yaşattı
Kendisi büyüdü dünyayı yarattı.
Anladı inceliğini varlığ...
"Hâbil soyu, ah! Tüten toprak
Beslenecek senin leşinle!
Kâbil soyu, çözülmedi bak
Dertlerinin bir teki bile;
Hâbil soyu, utancın açık:
Saban yenik...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok