emre özdoğan

Hayatı anlamak zorunda değilsin.

...

bir çocuk gibi

ilerledikçe yenilenen acıları

çiçeklermiş gibi

kendine armağan etmeye

bırak izinin olsun.

Reiner M...

Etraf karanlık.

Ama oralarda bir yerlerde...

Bir mum ışığının loş aydınlığı, çevresine küçük ama kendine büyük sıcaklığı, sessiz çığlıkları...

Karanlığın ...

Seslensem, seni bulur mu sesimin yankıları

Durdurur musun benim için zamanı

Art arda kapanan kapılar önünde yorgunum

Isıtan ellerin, gülen gözlerin, gecel...

Yokluğum yokluğunla süslenensin

Sen benim gibi değilsin ki

Hayalim hayalinle birleşsin.

Feda niyetine ömrümsün

Heba diyetime müsemma

Aşıklara dert, yaln...

gidiyor herkes usulca,

ardında kalan mahperi camdan dışarıyı izliyor.

kulaklarında bir müzik,

geçmişin melodisini fısıldıyor.

geçmiş geçmemiştir elbet,

...

Tavanı işlemeli bir mâbedde

Yonta yonta izini siliyorum zamanın.

Bendir bu, ışık geçirmez, adımlarım dışarı içimden.

Ne vakit dönsem yüzümü yeryüzüne

Sr...

Arabistandan gelir soğuk rüzgarları bu yazın

Konmaya vakit yok, göç ertelendi

Akbaba şaşkın, gözleri ağlamaklı gibi

Hayır insaf etme, bu da Anadolu'ya dah...

Ne aradığımı bilmiyorum

Gönlüm eskisinden farklı

Aydınlık değil bu yol

Bu yol benim değil.

Ben sevmeyi severim

Küslükten sonra barışı

Yağmuru ve güneşi...

Artık güneş doğmadan uyuyamıyorum.

Masada ağrı kesici yanında apnapan...

Sen ayaz ben toska, bilirsin

Fondaki şarkı her zaman tanıdık gelir.

Fotoğraflar ...

“Burayı hatırlıyorum.” dedi. “Çay içmiştik seninle.” İçmiştik ya. 

Yüzyıllar önce bir ağustos sabahıydı. Sedir ağaçlarının kokusu sabahın kokusuna karışıyor...

çocukluğuna sarılmak isterim 

sahibi gibi dalındaki kuşun bir ağaç

ve uzatmış saçlarını ıslak 

is kokan gecenin sabahına

güneşin ışıltısı değil gibi 

b...