On iki buçukta Gare de Strasbourg’un önündeydim. Paris’e doğru yola koyulacak olan trenin hareket etmesine yarım saat vardı. İstasyona girdim. Bekleme salonu...
Evet, sevgili dostum. Ailemi aradım. Yarın onların yanına taşınıyorum. Hani yeni bir havadan bahsetmiştim ya, belki de bu aileden başka bir şey değildir. Ses...
Burnunun kanadığını düşün. Bir damla pıhtılaşmış kan yere düşüyor. O kan, artık senin değil. O kan, artık sen değilsin. Şimdi, vücudunun parçalara ayrıldığın...
Her bir sahne mükemmel bir şekilde sergilenene dek çalışmalar devam etti. G. artık fazla heyecanlı değildi. Sıra, G.’nin heyecanını yeniden doruklara taşıyac...
İnsan sancılar yaşadığı zamanları özleyebilir mi? Sıradan biri özlemez ama onun özlemesi gerekti. Fakat o, bunun yerine yarın için heyecanlanmaya başlamıştı....
Gece çöktü. Yatağa uzandı. Ellerinin içini kafasına yastık yaptı. Ayaklarını sonuna kadar uzattı. Düşünmeye başladı. Niye böyle yapmıştı? Niye mi? Helen’ın e...
Sen bana dokunursan göğsümde aldırmadığım çiçekler yetişir yine şehvetle.
Dönüp bakarsan yüzümü çeviririm,
Çünkü o kadar sert değilim.
Birisi yüzünü çevir...
Aşağı indi. Dışarı çıkarken Helen’ın onu görmemesi için kapıyı dikkatlice açtı. Böylece onu gördüğü için geldiğini değil de, eve gelirken ona rastladığını sa...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok