Bir gece vakti, sebepsiz kalkıyorum koltuğumdan. Pencereden dışarı bakıyorum. Sokak lambasından ışığın altında bekleyen bir adama çarpıyor bakışlarım. Göz gö...
Aralanmış kapıların ardındaki meftunluk
Artık su yüzüne çıkmış kadar aydınlık
Güneş parlatıyor düşündüğüm ne varsa
Sanki herkesin görmesini istiyor
Ben h...
Gelir en yorgun ifadesiyle yalnızlık
Oturur saatlerce seninle
Güneş batamaz üşengeçliğinden
Aşktır
Kimi anlatır en içten ifadelerle
Kimi susar en kaba h...
zihnimi hoyrat bir uğultu esir almış
yine bir mahşer gizli odamda
doğrulsam yattığım yerden
bu çöküşe karşı gelemez bileklerim
aynaya bakmak oynayacağım ...
Çok yürüdüm, koştum, öyle nefesim kesilene kadar, öyle heyecanlı, hiç yorulmadan ve yorulmayacağımı zannederek. Sonra bir gün, ansızın, öyle alelade bir anda...
Kaç bekleyiş gördü bu pencere bu ahir ömründe?
Kaç ah işitme.
Kaç küsme, kaç darılma...
Kaç incinmeyle ağrıdı yüreği ve kaç barışma gördü?
Kaç kere oturu...
Eylül, asıl sevdaların başlangıcı
Yahut pembe bir yalandır bahara dair.
Umudun ayıdır ya da karanlığıdır gerçeklerin.
Ya umuduna aldanıp yatanlar olur ame...
gidiyoruz şimdi ağustos sıcağından
en serin, kara eylül günlerine
sırf bundan hırsla okşuyorum yanaklarını
elimde kocamış anneler hüznü
sırf bundan tutun...
Üşüyorum inceden,
Garipleşiyor belki de,
Kaybettiklerim toprak altında,
Yalnızlığı resmederken sis içinde,
Hem de hiç korkmadan,
Hem olmasasaydı gündüz!...
10 Kasım Salı 2020 - 04.24
Feryadıdır göğün nağmeli sesi
Hasret, kimliksiz dolaştığı sokağın habercisi
İşlenen bir cinayetin süsü perdesi
Tozdaki savrulu...
Mutluluklarım havada asılı kalıyor mudur acaba?
Heveslerimin kursağımda kaldığı gibi.
Zıplayıp tutmaya kalksam çeker mi beni içine an?
Çekse de içimde ese...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok