Akşamdan şehrin üzerine çöken sis, gece yarısına doğru etkisini bir hayli artırmış, her yanı kaplayan bir fabrika dumanı gibi şafağın ilk saatlerine doğru uz...
Tanıdığım insanları temizlemiyordu içtiklerim. Tanınmaz hale gelmeleri güzeldi. Bir nevi umumi hela gibiydiler. Kimini bulduğumdan daha temiz bırakmaya çalış...
İsteklerimizin… Peki isteklerimizin kontrolü kimde? Bu da çevrenin ellerindedir. Çevreyi kim ya da ne yönetir? Geçmiş, çevrenin sahip olduğu özellikler… Bunl...
Bir kapıya yönelirken içerisinin karanlık mı aydınlık mı olduğunu bilmek zor oluyor. Kapıyı açtığında karanlık ve tükenmişlik görebiliyorsun. Bu şehirin, bu ...
Bugün köye açılan o yollarda seninle yürümek isterdim.
İlk köy yürüyüşüm olmasa bile seninle ilk defa yürümeyi öğrenmiş gibi olurdum biliyorum.
Badem ağaç...
" 'Yüzmeyi bilmiyorum." demişti Bayan Flaubert. "Ama denizi öylesine seviyorum ki... Eğer bir gün intihar edecek olursam belimi vapurun demirlerinden sarkıtı...
Artık olağanım hâline gelen bulanıklık içerisinde oturuyorken
Bugünün tarihine takılıyor gözlerim
Öyle takvim falan yok evimin duvarlarında, masamın kenarı...
estetik duygusuna olan ihtiyaç, insan var olduğundan beri olan bir şey. bu estetik duygusuna ulaşabilmek için farklı yollar geliştirildi. resim, müzik, dans,...
Eminim, yazmaktan başka bir şey kesmeyecek şu içimi. İçimde ne var ki böyle sığmıyor, insanı patlatacak gibi oluyor. Bu da edebe aykırı, kim insan patlamış s...
Kahverengi insanlar tanıyorum. Tanışıklıklar bizi kurtarabilir mi bilmiyorum.
Gider de haramı güzeller nefis. Haramın güzellemesi olur muymuş? Söz verildiys...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok