Karababart

Hiçbir şey istemiyorum

Gecenin karanlığından başka

Karışmak istiyorum o karanlığa

Ama barışmakta istiyorum rüyalarımla

Evrende yok olmak istiyorum

B...

Benim küçük zaferlerim

Sopalarla devirdiğim kardan adamlar

Kendimce önüme koyduğum ödüllerim

Hiç bi manası yok sevişmelerim gülüşmelerim

Benim küçük z...

Seslenirdim güneşe duyarsın belki diye

Duymadın.

Gün batımının kızıllığında üşüttüler beni.

Beklerdim kumsalın birinde gelirsin belki diye

Gelmedin.

Oky...

-Gönül gözüyle göremedim gönlümden geçeni. Hayat beni kör edecek yakında.

-Mutlu musun peki?

-Hayır ama alıştım boğazımda yaşanan o yumruya. Artık daha ko...

 Bugün kümbet deyince bize kuru bir laf gibi geliyor, içi boş, doldurulmamış. Hatta Vanlılar’ın da haberleri yoktur böyle bir kümbeti muhafaza ettiklerinden....

Gökteki bulutlar yüreğime ağıyor
Bende iki dünya çarpışıyor artık
Biri umutlu, devingen, gözüpekçe yaşıyor
Öbürü masalarda sarhoş ve ezik.
.
Toprağ...

Poor Things, yorumumu yazmak için biraz bekledim çünkü film bittiğinde çok fazla tatmin olmuştum ve bu ne kadar sürecek diye bakmak istedim. Tatminliğim tamı...

Bundan beş altı yıl önce 3 krallık hikayesini yazmıştım. Değişen bir şeyin olmadığını zamanla anlıyorum. Krallıklar hala aynı hükümdarlıklarında.

Siz kralla...

Tahayyül edemezdim

Şu an içinden geçmekte olduğum süreçleri, halihazırda karşımda duran yol ayrımlarını, birinden diğerine geçiş yapıp durduğum çalkantılı r...

Gözlerin ve dudakların

Farklı hikayeler anlatıyor

Bir daha hiç görüşülmeyecekse, hiç haber alınamayacaksa ayrılığın ölümden bir farkı var mıdır?

Simsiyah giyinip gittim bugün o apartmana. Olması gereken saa...

resmedilemeyen duygular,

saklanamayan sırlar,

tutulamayan sözler,

kalbi acıtan nağmeler gibisin.

gözlerin kör herkese.

yüreğin parçalar dağları.

dudakl...

ah yok mu o

toprak gözlerin

içindeki kuyuda hapsolduğum

ah yok mu o

sıcak gözlerin

uğruna yüreğimi çıkarıp ellerine verdiğim

ah yok mu o

kahve gözler...

son şarkımız bu

artık sevinelim yurttaşlar

yok, denizde ve dağda, izimizi süren

o halde borcumuz nedir

bayrakların küllerini göndere çekmek!

yüce marşla...

En alçak gönüllü, bana kendi sınırlarını tanıtmam için mi verdin kalemi? Neden bu ukala umursamazlık, Ey Rabb taşaklarını yalayan onca kula sahipken yaratılı...