Aynalarda kendimi bir başka görüyorum,
İnsanlardan adımı bir başka duyuyorum,
Yanımdaki gölgemi bir başka görüyorum
Bedenimi bırakıp giden ruhumu bulamıyo...
Soğuk bir aralık akşamı,
Mum ışığında müsvedde kağıtlarımla.
Elimde bir kalem bir de tütün,
Tahayyülümde bir gülüşün edası,
Perdelerim kaskatı kesilm...
Söylersem yalanı bir münafık gibi
İşlersem günahı bir kafir gibi
Aşarsam haddi bir şeytan gibi
Nerede kaldı benim İslamım?
İçersem şarabı bir sarhoş...
Ankara yolunun hemen altında kalan köyün, tahta odalı sararan ampulün ışığında sandalyeleri birbirinden farklı olan bir masanın üzerinde kâğıttan gemiler yap...
Yürürken şehrin arnavut kaldırımlı ışıklı yolunda,
Bir başka nüksediyor aklıma hayatın mânâsı...
İnançlı ruhiyem,
Mesuliyet aksettiriyor bedenimin içine
...
Nerede, nasıl içsem
Öyle bir tat geliyor ağzıma,
Bazen keskin bir kezzap gibi içimi yakıyor
Bazen en keskini bile su gibi akıp gidiyor.
Ruh halimin yans...
İçim bir tuhaf bugünlerde,
Kuşları ve dalları kırılmış ağaçları
İzliyorum gün boyu yağmurun altında,
Soğuk gecelerin rüzgarını bir tek ben hissediyorum...
Saat gece iki sularıydı. Aniden elektrikler kesildi. Balkona çıkıp etrafın ışıklarına bakarken
apartmandan çıkan şapkalı bir çocuk gördüm. Sırtında kırmızı...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok