Saf ve kendi kalmanın dokunaklı hüznü
yan yana getirmiyor bu çağda bizi,
aramızdaki mesafe derin
ne kadar sevsek de baki kalır uzaklık.
bu yüzden halimiz...
Üste üste gelen iki nokta bir izah şeklinde,
karşıma geçip gülünç bir şeyler fısıldar.
oysa şimdi nereye kanayacağım ben
belki bir dünya gözüyle bellidi...
Bir günah gibi işlendiğim tarihte,
şu hep kapalı bulduğum gözlerde;
bir şey bulacak değildim
boşunaydı adım, boşunaydı her adımım
soluğum var hâlâ, her n...
Rast gitmedim...
dünyaya bastığım ayakta mıydı terslik
olacağım yoktu, ol diye titrenmedi üstümde
çöktüm, ağzıma doluştu ihtiyarlı bir sessizlik
bilmeden...
bütün malûm materyalin dişlenerek söküldüğüdür;
iki ucu gergili, iki ucunda anlamsız bir tirat vardı
hep yetersiz kalışını seyrettiğim iltihaplı dinginlik....
bilinesi değil, yaşanılası hiç değil!
hiç değilse neydi, niyeydi bunca ses
hangi kıyıya attı beni bunca nefes
bir sor bakalım var mıydı yanıt kusan tarih
...
avludaki ihtiyarlardan öğrendiğim sakinlik,
coşkuyla hayata terk etti kafamın içini
esirgendi benden his veren marifet
iletken değilmişim şairin dediği ...
Kendimi kandırabildiğim kadar aldığım nefese kırgınım
bin dereden su getirmiştim oysa oyalanmak için
yokmuş dünyalık bir şeyler taşıyacak rüzgarım
gerid...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok