Dünyanın en uzak yerinden yazıyorum sana sevgilim.
Değmemiş avuçlarımıza düşen ateş önce hasta etti bizi,
Sonrasındaysa veremli ciğerlerimizi emanet ettik ...
Günlerden Salı, vakitlerden ikindi. Öfke ile topuklarını ezmek pek adeti olmasa da, öfke ile topuklarını ezerek sokağın başından içeri girdi Servet Efendi. D...
Ayrık otu, yabani güvercin
Kâinatı kafesin mi belledin?
Nasıl da sakladın kanatlarını...
Yolunmuş birkaç hatıra mı küstürdü seni bulutlara?
Pusulan mı ...
Bu gece sevgilim
Pembelerim yanağında
Saklı,sırtırım gördüğümde
Bu gece sevgilim
Gözlerin yıldızdandır
Parlar gökyüzümde
Bu gece sevgilim
Yorganım gül...
Yara ne kadar kanatıyosa
O kadar özeldir
Ne kadar ağlatıyosa
O kadar güçlüdür
Yara ne kadar sustuyorsa insanı
O kadar büyülüdür
Yara başkasına açılırsa...
Nasıl olduğumu sormuşsun
Anlatayım
Çok özlüyorum seni, çok istiyorum
Sağır ve dilsiz, ümmi ve kör, üstelik herkese verilen lanet olası iki kol ve bacak ra...
Selamlar bu gece güneye. Güneyin doğusuna. Binbir gece masalları gibi düşlediğim ama aslında hiç bilmediğim kadim kente. Önemli değil bilmemek. Ben taş evler...
insan, et parçasından ibaret saklı yüzdür.
insan bileklerini göstermeden, acıtmalıdır.
insan, suretinde kaybolmuş gizdir.
insan, ışıktır.
insan, kendi ka...
Gece iki,
Güneş çok uzak mevsimlerde doğdu bugün,
Yollar, duraklar,
Yağmur dolu bulutlar,
Sen dolu hatıralar,
Gökyüzünden düşen su damlacıkları,
Tanrın...
Anladım artık
Benim ruhum sürgün
...
Fırtınada
Ak ayazda
Sürgün her yerde hep yalnızdır
.
Gül açsa da, kuş uçsa da
Görmez dargındır
.
Her durakta,...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok