Güneşin doğuşuyla açtığım ofisim uzun bir binanın yedincikatındaydı. Her sabah olduğu gibi o sabah da iki dereotlu poğaçamla açtım kapıyı. Masamın manzarası,...
Elbette sürmeyecekti gizi hakikatin
Bir kez saçtın mı kıvılcımı
Bilirsin seni külleri ağırlayacak
Belkiler korlamasa hatta
Huzura bile ererek taçlanacak...
Günahlarıma ortak ettiğim bu kelimeleri cennetime davet ediyorum.
Kuruntu bir düşünce şahlanır durur:
“Tanrı'ya açtığım davayı kazanmak üzereyim.”
Bu şiir...
Bir filden geliyor
Dişimi sıkarken beni ufka taşıyan ses
Oturup bir uzuv saydım bunu
Senden başka herkes biliyor
Güneş boğulurken
Yalnız bırakılması g...
Ağzı açık bir pencere
Gün dönümlerine karşı
Yakısında bir ağustos resmiyle
Kışı karşılıyor tartıda
Tam sekiz milyar yük çeker
Eski parayla
Dünyaya açı...
Kavgalardan çıktım da geldim
Kan kustuğum yolları
Kamelyalarla döşerken
Bir isim dimağımda, boyuna dolandı durdu
Zikrettiğim ilk isimmişçesine, manaya bu...
Bir türlü yolunu bulamayan anahtar boşluğu, haşır huşur poşetlerimin bileklerimi sıkmasına sebep oluyor. Şimdi zamanı değil, bileğim iz olacak. Kolumdaki saa...
Mutfaktan çıkarken bulması için artık hiçbir çabaya gerek olmayan düğmeye uzattı parmaklarını ve tık sesiyle karanlığa büründü her yer aniden. Elleriyle duva...
Uyuduğu odaya doğru ilerlerken bugün nasıl hissettiğini, hissettiği şeyleri gerçekten anlamaya çalıştığımı göstererek nasıl soracağımı düşünüyordum. Geceleri...
Ne vakit iki pencere pervazı
Birbirine paralel
Ve solgun bir gül, eğik boynuyla beraber
düşse üzerime
Azımsadığım ölümler, anımsadığım doğumları mumla ...
Ezilmiş bilmişliklerim, bitkin kılacaksa beni
Bütünün dengesiz duraklarında bekletmesene beni
İyi biliyorsun madem
Kara lahanayı sevmediğimi
Akşam ezanı ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok