tırnaklarımın araları kan tortuları
yara kabukları
hangi yarayı kaşıdım da kanattım farkında değilim
gece derin uykuda kaşımış olmalıyım geçmişi
yastığım...
Ben geldim,
Sırtımda on yedi ölüm yükü.
Kabul et,
Ben geldim.
Omzum üstünde çiçek bahçesi,
Yorgunum,
Kabul et,
Ben geldim.
Aç sineni, gönlüm kor ateş...
Sana kaybolup geldim
Doğrusunu bilmek istersin, hakkındır
Ama öyle babasına küsmüş kız çocukları gibi bakma yüzüme
Çünkü salasını okuyor çocuklar yaşamanı...
Çocukluğumun masum dizelerinden seslenmek isterdim.
Yıllar sonra fotoğrafıma gözlerini iliştirenlerin tebessümlerinden.
Yağmur damlalarının ezgisini çıplak...
Aklım oyalı
Yürünüyor virüs seçmez kaldırımlardan caddelere
Sevgilerden karanlıklara daha çok
Yaşayabilmekten umuda doğru
Sesin oyalanıyor kulağımda
Tüm...
Şiirler de ölür
Bir insan gibi son nefesini ak kâğıdına
Karasını zifirinden boyayıp
Şiirler de ölür
Tıpkı istediği gibi insanların
İzlemek istediği gibi...
Çok bekletme!
Sabahı gelmeyen gece gibiyim
Kör karanlık
Sağır sessizlik
Ateşli humma
Çok bekletme!
Asırlık bir kapı gibi açıldım sana
Paslı yalnızlık
...
Mavi Kuş
bir mavi kuş var kalbimde
çıkmak isteyen
fakat ben çok çetinim onun için,
kal, diyorum, orada, ben,
seni
görmesine izin vermeyeceğim
kimse...
Vodo kuklasına saplanmış iğne gibi
Göğü deldik diye sevinecek çağdayız
Çağrılmamış çocukların rutubetli mihrabında
Nemle yıkılmamış duvarlarıyla salonunda...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok