Orkun Özaşık

"Var olma mücadelesi veren tüm kadınlara ithaf ediyorum..."

Hangi mevsimdeyiz yine?

Gözleri ağıza ellerinden, yaz olsa gerek

Ölümlerde zaman aranmaz ama
...

Kimse bilmez bu sırrın bir muammadır gözlerin

Doğmadan tam gün yerinde mübtelâdır gözlerin

Nim nigâhın bir kerecik çekme kemân ebrûler

Semt-i aşka, kûy-i ...

Gözlerim bir hastanın gözleri.

Dikilmiş kapı eşiğine.

Seni bekler.

Dört duvar,

Küflü pencere,

Acem lalesi...

Sarkmış ellerim

Uçurumun kıyısında

Seni ...

Gözümün ışığını çalan kelebek

Kaçmış korkunun kollarından kanatların

Karanlığın noktalarını çalan kelebek

Gelmek istiyorum sana, gelemiyorum

Sensedikçe s...

Esrik papatya ağır ağır salınırken rüzgarda,

kanayan yerlerinden alır al rengini gül

ve gecenin karanlığına yağmurla gelince gök, 

alır başımı okşarım, ok...

"Belki de aşkı gerçekten ona aittir, Küçük Bayan Canlı'ya. O pembe yanakları ve çarpan kalbiyle. Bir muma dokunduğumda hiç acı duymam, bıçakla kesseniz beni ...

Aşkını dâim müzdâd eyle

İsmini kalbime evrâd eyle

Bakarak olmadı belki de amma

Seyrini kendime üstâd eyle

Bulurum nefsimi sîgâya çekip

Gel otur gönlümü ...

Sanma zahid siz gibi terk ehli bomboş oldular

Bâtınen sultân iken zahirde hep hoş oldular

Sanki ardından koşardı yer ve gök ehlince de

Kâinatı lerze tutmu...

Buhurdanlıkta ayrılık yakarım yine

Gecenin boyuna uzaması ondan

Ben ve benim gibiler gidince

Hep haziran, hep haziran, hep haziran

Yine boyuna acı tüten ...

Sevgisinde masum, masumiyetine vurgun olduğum sevgilim! Sensiz geçen bu insafsız günlerde ben yine senin gibi bir insafsızı özlüyorum. Bundan gurur duymuyoru...

O her günkü nihayetsiz sıcaklık

Gözlerimden kalbime bir süzün

Artık, en tatlının bıraktığı acılık

Akla geldi mi kıvılcımlar uçuşur

Kaldırılan her toprakt...

Bir hayalim vardı

Kalubelada işinin ehli bir usta

Bir siyah bir de beyaz

Önce kanatlarıma vurdu darbeyi

Sonra alnıma

Bir pazartesi gecesi saat ikiye beş...

I

Ayak seslerin gibi

İçli ve umarsız

hangi hazır kabul bükecek belimi

öylece oturmak için karşında

kanatlarımı kıracağım belli ki

yorulacak tüm telaşla...

Gözlerim birer tanıktır çağa.

Kızgın demirle damgalanmış yüreğim.

Alnıma kıvrımlı yollar çizili.

Bir savaşın içinde kana bulanmış ellerim.

Yaşamak savaşm...

Hani şu bizim Ferhat'ın suyundan içtim.

Yüreğime aşkı hapsettim.

Sol tarafımda ince bir sızı

sana geldim.

Ellerime sır kelepçelendi

sana yenildim.

Aşkı...

Yoruldum. Yaşamaktan değil. Kendimi anlatmaktan. Kendi sesimin duvarlara çarpıp bana geri dönmesinden. Kimsenin kimseyi anlayacak kadar masumiyeti kalmamıştı...