O yarı soğuk arabanın kapısını açmaya yeltenmek mi, o arabadan çıkmaya üşenmek mi daha ağır basıyordu -bilmiyordu uykulu küçük. Diğerinin kanatlarının altınd...
Kış arabası, alakasız, yanaştı kaldırıma, paralel.
Kaldırım gri-pembe. Kim seçiyor kaldırım taşlarının rengini? Kim kaldırıyor bu taşları? Kim aldırıyor ken...
En sol baştan kabuk bağlamış bir kelebek narasıyla irkilmek, benim tek denemede sol gözümde hissettiğim ucu kıvrık kirpiğimi yakalamamdan büyük.
Bir alttaki...
Kardinal rengi spazmın iç sesinden kalan mısrayı üzerime giyinmiş, cazgır bir tahta burun satıcısının kulak tırmıklayıcı ezgisini üzerime örtmüş, uzun uğraşl...
Plastik bir zamanın debisiz akışında kült bir sedye için sendeleyen kavruk bitkinin arka cebine saklanmasaydık, o küçük mumya kılıklı kutuda bulabilirdik ken...
Sır bizi tutsun cakamızdan. Etrafımızda yüzlerce yüzler, yüzlerce bekleme salonu. Bertaraf etmenin tarafsız yarasında, takassız beresindeyiz, bilme. Bir cesa...
Seviyeli bir saç teli sorgulatması yaşatıyor cesaretin gölgeli kulakları. Ben esinti sıskası bir cezayım lorda. Geçersiz kılar mısın geçitin kalabalığında ad...
Kuzgun bir burun ucu, uçsuz zaman bucağında. Benim önsözüm hangi ebeveynimin istemeyerek giydiği bir sırtsız kabanın iç cebinde unutulduğu için yıkanmış, yık...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok