Kahkahalar attığım, mutluyum dediğim masalardan yine aynı o büyük kavgayla ayrılıyorum.
Kavgam sessiz, kavgam sakin ve yavaş...
Can acıtan bir sessizlik......
Perdenin arkasındaki gürültüler cesetin huzuruna kaybetmişler.
Bir bakış, sonsuz akış, nefes sulayan sorular, aydınlığı besleyen karanlıklar, ipte çözülen k...
Soruyorsun,
İnsan nasıl olurda,
Sadece yaşayarak yorgun düşer.
Pili bitmekte,
Yorgun bir saat gibiyim ben,
Aynı duvarda asılı suretimiz,
Sen gündüz sa...
Sonra çamur sıçradı suratıma
bir tokat gibi ve hırçın.
Deli bir rüzgar var,
yabanıllar ürkek, pıynarlar bükük.
Kazmayı alınca elime
kalktı üzerimden tüm...
gözlerim Milas'ın sokakları
beyaz duvarların yükü ne mülhem
ısıtıp ısıtıp döküyorum yola
çakıl taşlarını elime alıp
vuruyorum başıboş sokakları
yüküm be...
Adımlarımla şehrin sokaklarını arşınlarken zihnimde tezahür eden konuşmalar arasında bir muvazene var gibi. Hızlandıkça hızlanan, yavaşladıkça yavaşlayan, du...
Nereye savrulur bu gönül...
Gölgem nereye düşer?
Hangi ağacın altında dinlenir bu baş!
Gözlerim; nemli, dumanlııı...
Midem zehirr olmuş bugünlerde.
Dört...
"Hem her şey insanın kendi elinde, hem de insan yalnızca korkaklığı yüzünden ne fırsatlar kaçırıyor…"
Yağmurun geldiğini nasıl anlarım biliyor musunuz?
Önce göğsüm daralır;
Ruhum bedenime sığmaz olur.
Tabi yağmur naz yapar,
İnadına yağmaz.
Can havliyle ...
Yalnızca mahlası farklı yarının, güneş hala alnımda.
Ağzımı yakan kuyular, kesemediğim kan bağı tadında.
Özgürlük tavanda ama bir tarafım hasret yarına.
...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok