Soruyorsun,
İnsan nasıl olurda,
Sadece yaşayarak yorgun düşer.
Pili bitmekte,
Yorgun bir saat gibiyim ben,
Aynı duvarda asılı suretimiz,
Sen gündüz sa...
Sonra çamur sıçradı suratıma
bir tokat gibi ve hırçın.
Deli bir rüzgar var,
yabanıllar ürkek, pıynarlar bükük.
Kazmayı alınca elime
kalktı üzerimden tüm...
gözlerim Milas'ın sokakları
beyaz duvarların yükü ne mülhem
ısıtıp ısıtıp döküyorum yola
çakıl taşlarını elime alıp
vuruyorum başıboş sokakları
yüküm be...
Adımlarımla şehrin sokaklarını arşınlarken zihnimde tezahür eden konuşmalar arasında bir muvazene var gibi. Hızlandıkça hızlanan, yavaşladıkça yavaşlayan, du...
Nereye savrulur bu gönül...
Gölgem nereye düşer?
Hangi ağacın altında dinlenir bu baş!
Gözlerim; nemli, dumanlııı...
Midem zehirr olmuş bugünlerde.
Dört...
"Hem her şey insanın kendi elinde, hem de insan yalnızca korkaklığı yüzünden ne fırsatlar kaçırıyor…"
Yağmurun geldiğini nasıl anlarım biliyor musunuz?
Önce göğsüm daralır;
Ruhum bedenime sığmaz olur.
Tabi yağmur naz yapar,
İnadına yağmaz.
Can havliyle ...
Yalnızca mahlası farklı yarının, güneş hala alnımda.
Ağzımı yakan kuyular, kesemediğim kan bağı tadında.
Özgürlük tavanda ama bir tarafım hasret yarına.
...
Sarhoş güvercin zihne konmuş
Kelimeleri dağarcığa dar etmiş
Aşık yolda toprağa doymuş
Yürü gönül deniz nazar etmiş
Yaramaz ağaçkakan yüreği oymuş
B...
Sözcüklerimin artık bir anlam ifade etmediği zamanlardayım . Bazen kendi kendime konuşur bir şeylere kendimi ikna eder ya da karşıt bir görüşü kendime karşı ...
hesapsız sevmeli
doyasıya tahditsiz
sirayet etmeli
tüm aşklar sonsuza
bırakıp gitmemeli
son tren bizsiz
umarak çağlamalı
acıya acıya
işte böyledir en hassas kalpler
bir umut der yine her gün uyanır
bakışında ketum arzulu düşler
hayata boylu boyunca uzanır
ne dingin şarkılar söylerim şimdi ben
ne gülerim her sabah belli belirsiz
bilirsin yüreğim bir kuş gibidir
küstüm mü dünyaya göçmek isterim
ne bulurum se...
bir başıma kalmış gibi
yürüdüm hep yolları
ardımda kesik başlar
yarım vücutlar
sanki yokmuşum gibi
yaşadım hayatı
her gece bir körlüğü
her sabah bir e...
Bir yarayı kapatıp açar gibi önümde boyuna bir yüzleşme...
İçimin doluluğu, dalgınlığım, yorgunluğum...
Hiç kaçamadığım bu boşluğun bir adıdır belki de gec...
Kırmızı yeşil renkleri
Aydınlatmaz geceleri
Kara bahtlı, dertlidir mazisi
Gezerim caddeleri
Bir türlü hissedemedim samimiyeti
Fırınların ateşi erken sö...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok