Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Yazarımız Oruç Aruoba’dan okuduğum ilk kitaptı. Bu kitabı sevgilisiyle yaşadığı şeyleri "Önce", "İlişki Defteri" ve "Sonra" olmak üzere üç bölüme ayırarak me...
Kitabın adından da anlaşıldığı üzere ana karakter Werther’in üzerinden dönen bir kurgusu var. Werther’in katıldığı baloda kendine eşlik eden ve o sırada tanı...
Birçok kişi size Küçük Prens'ten bahsetmiştir.Her yerde görebilirsiniz aslında onu. Çünkü her gece baktığınız yıldızdır küçük prens. Size göz kırpar hiç usan...
12 Eylül öncesi sağ-sol çatışmalarından, 1984 sonrası PKK faaliyetlerine, 90'lı yılların başında yeniden hız kazanan başta İstanbul olmak üzere büyük illerim...
Bir insanın yaşamı hakkında rahatlıkla yargıda bulunulabiliyor olması korkunç. Kim için "evet ölümü hak etmişti" denilebilir ya da buna kim karar verebilir? ...
Kendini görmemeyi öğrenmek gerekir, çok şey görmek için: - bu sertlik gereklidir dağa-çıkan herkese.
Bir pazar sabahı Rıfat, günlerin aynı kaba damlamadığını fark etti.
"Günler damlıyor ama aynı kaba değil." dedi.
Seyrek Yağmur, alıntılarıyla aklınızda ...
Gevezeden sessizliği, tahammülsüzden tahammülü, kabadan kibarlığı öğrendim; fakat öğretmenlerime minnet duymamam ilginç.
Bugün neysem, on iki yaşındayken, 1975 kışının o karanlık, buz gibi gününde oldum. Tam anını çok iyi anımsıyorum; yıkık toprak bir duvarın arkasına çömelmiş,...
Gözlerin gözlerimden ziyade bana yakın, ellerin ellerim kadar sinirli, sarı tüylü ensen, sandalların içinde hapsolmuş müsterih çıplak ayakların... rengin sar...
"Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde" Polonyalı şair, yazar Olga Tokarczuk tarafından kaleme alınmış, farklı tarzıyla dikkat çeken bir roman. Kitap ism...
"Sayfaları karıştırmayı bilenler için her aile bir hikâye hatta bir şiirdir."
Romantizm akımının başarılı bir temsilcisi olan Alphonse de Lamartine, zihnin...
Geceyarısı, karanlık bir bozkırda
Işıklar içinde akan bir tren kadar yalnızım
içinde onca insan, içinde dünya...
Soluk soluğa, demirden bir ırmağa mahkum
...
Kalabalık beni sahiden sıktı.Ben ikide bir böyle oluyorum, bazen bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum bazen de hiçbirinin yüzünü görmek...
Romana bakıldığında bir aşk romanı görüntüsü verse de roman içerisinde insanın nasıl yalnızlaştığı ve topluma karşı nasıl yabancılaştığı anlatılır. Anlatıcın...
En ilkelden günümüze, var olmuş edebiyatın en büyük kısmını oluşturur roman. Yediden yetmişe, dilden dile, dinden dine her toplumda kendine bir muhatap bulur...
“Büyük dünyanın bataklığında güçlükle ilerleyen biri için küçük dünyada geriye dönüşsüz gerçekleşmiş görünen bir yaşam örneğinden daha coşku verici ne olabil...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok