Anıl Kaan Uçar

“Ağlayabilseydiniz, anlayabilirdiniz” sözünü şiar edinen Reis Bey eseri, merhamet ve suç arasındaki diyalektiğe odaklanmaktadır. Bir gencin suçsuz yere idam ...

Ağrı iniltileri.

Yârin boynu.

Mırıltısı kedinin.

Huzursuz uyku.

İstanbul.

Düşlerimiz ırmak boylarında takılmış gelecek kokardı

"suskunluğun derebeyi" a...

Her şey azalıyor, 

umut, sevinç ve

heves. 

***

Her şey ölüyor, 

kalabalık, bulut ve

güneş. 

***

Hiçbir şey göremediğim karanlıkta kırmızılıklar oluşmaya başlamıştı. Sanırım vakit dolmuştu. Gözlerimi açmaya korkuyordum. Yatağıma, yorganıma ve yastığıma i...

Kaldırımın çökmüş yerlerinde biriken sular buz tutmaya başlamıştı. Şehri büsbütün bir kömür bulutu sarmış, insanın nefes almasını engelliyordu. Yol boyu bir ...

1- Öncelikle merhabalar. Nasılsınız?

İyiyim… Yoğun bir dönem yaşıyorum. Ama açıkçası bu yoğunluk daha iyi hissetmemi sağlıyor. Biraz da dünyanın şu anki hal...

Serseri bir vaşakla geliyorum seni sürmeye,

Kırmızı ojelerim göğsünde yayıldıkça,

Ve dişleri kamaştıkça bu orman vaşağının,

Vahşi bir Tanrı'dan doğmuşum b...

Tanıdık yolların sonuna geldin Bilge. Atlattığın kasırgalar, düşüp düşüp kalktığın çukurlar arkada kaldı. Aynada gördüğün yüz senin, bakışlar yabancı artık. ...

Ah benim sancıya yakın yalnızlığım

Yalvar yakar dışarı atılan

Kırmızı halıyla geri içeri alınan

Lâl dilime merhem

Yanma günüme seküler denklem

Derdi ki ...

Bir sabah vakti her şey daha yerinde, hiçbir şey kımıldamıyor. İnsanlar yerli yerlerinde uzanmış derinliklerde kaybolmakta, önceki yaşadıkları onu sonrakiler...