bütün yalnızlıkların acısını,
geçip gitmiş mutlu anlardan devşirip,
failleri bariz yaralarıma bastığım tebessümlerle çıkardım.
şimdi,
rüzgarda hırpalanma...
bıkkın gözlerim
kıştan çıkıp kara bulutlarından arınan
yorgun ve donuk bir maviyi içine
hapsetmiş göğe dikildi
çoğu zaman
ikimiz de birbirimizi
çarpık...
Hepimiz birer inciyiz
Kabuklarımız korur bizi
Kimininki serttir açılmaz
Kiminin incisi görünür yüzeyden
Yağmur bizi ancak ıslatır
Deprem ritmimizi katla...
akşam olduğunda yorgun insanlar oturur soluğuma,
kuşların sesi incelir yalnızlıktan
kuşlar derim
bu kadar uzağa,
bu kadar boşluğa yürümek zor...
Yolların başında yenik bir kral gibi durmuşken,
Sancağımda umutlarım dalgalanır rüzgarsız.
Pirus olsun adım,
Altın kaplı zırhlarımın çamura batmasına çokt...
Leyla senin saçların karaydı
zifiri geceden
gözlerin siyahtı kömürden
benzerin yıldızdı, aydı.
bekler misin hala?
o ıssız, serapsız
kervan geçmez çölde...
Hiçbir şey diyemedim.
Bağırdıklarında suratıma,
haksız yere suçladıklarında
Bir şey yapamadım elimdekini çaldıklarında
Oysa bilirdim hırsızı da, suçluyu ...
Gecenin bir yarısı ve yine en karanlık yerdeyim...
Hayatın durduğu, benimse konuşmaya, sözlerimi dökmeye başladığım zaman...
Öyle anlar gelir ki yavaş yava...
Eş zamanlı hayatları yaşıyoruz
Kim inanır buna, dünyanın düzenine alışandan başka?
Bu çağ herkese mi Yakın Çağ?
İnan yanıltıyor, yalnız gözün gördüğü.
Re...
Silik bir umudu çok yerinden yaraladı bu dünya
Bir kuşu çok kanadından kırdılar
Bir sevginin üzerine bastılar yüz yerinden
Ben tanrı olsam giydiğim hırkad...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok