Medet ey hakkı alla medet.
Kalbim çıkmış uçar ellere.
Bir huri durur karşımda, medet.
Kalbim dayanmaz bu yüke, medet.
Can çıkmış kınından ruh geçmiş başı...
Cuma akşamları 19.30'da artık Süleymaniye‘ye pilav ve kuru fasulye yemeye gidemeyecek olmak gibi bir his.
"Bela üreten elim
Nasıl davranır belalar içinde
Sınamak için
Uzanır okşarım saçlarını ey yarim
Bakarım hoyrat ve âşık ellerime
Bir gün sapsarı kesildi...
Mülimme üstüne mülimme geliyor
Uğraşmakta en düşkün insan bile
Müteveffâlar da hissedebiliyordur bütün bunları
Son derece dikkat içinde yürüyor sokaktakil...
Elinde purosu, kısacık beyaz saçlarıyla
Volta atar bir ileri bir geri,
Tanımadığım bir kadın.
Kurttan kurtulmuş kırmızı başlıklı kız gibi,
Kırmızı paltos...
Ten rengi duvarlar atlasında
Pesbembe bir kan lekesi
Sıcaklığı, kokusu istiyor kendini
Elim kesilmiş tuz akıyor merhemime
Tabaktaki birazdan içeceğim zeh...
Buraların boğucu havasını
Deniz kenarında içilen keyif birasını
Balığın yanında şarabını
Adım başı yolunu karıştıran turistini
Gelmeyen kışını
Bitmeyen...
Şad olup gülmedim de eller içinde
Soldu benim gülüm, güller içinde
Bir bahtı karalıyım, oy kullar içinde
Gitti yarim, gurbet elden gelmedi...
I.
Anıtpark’ta,
tramvayda,
Çok özledim seni.
Yüzün gözün sokakta,
Yüzün gözün göklerde,
Yüzün gözün her yerde.
II.
Sana dönüyorum.
Özellikle he...
I
durgunum bir menekşe gibi
bir küçük inci beyazı
saklı şuramda
demin de geldi o sızı
yaralayan yalanı
yaktı ta şuramı
bilirim sen de seversin onu
ok...
Dünü onarmak zordu
Ama şimdiye gayretsiz uzanıyorduk
İstiklal'de yürümüştük seninle
Şehrin çatılarından zıplar gibi
Pencere önleri bulmuştuk durulacak
B...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok