Unutulmaz, kaybolmaz zihninde artık bildikleri
Tâ ki
Ya çok istesin ki unutsun
Ya da hiç istemesin hatırlamayı
Oyun 1: Sahne 5
Yeni bir sahne,
Biri acı çekiyor.
Ona yardım edecek olan tanrı mı?
Yoksa yanından geçip giden şu kalabalık mı?
İkisi de değil.
...
Bir gün geleceksin
Belki de Tanrı'nın yaratmayı unuttuğu gün
Beklemek devrim sayılacak yaşamın en keskin köşegenlerinde.
Belki zaman bile unutup gidecek
...
Dindi yağmurlar,
Dindi nihayet.
Soğuk, nemli bir kafes kaldı geriye
Teklifsiz örtüldü sesim, zihnim
İndiğinde yüzüme o beyaz katreler
bıçak, çok sesli...
Beni yalnızlığa, kendini dipsiz bir kuyuya ittin,
Sonsuzluk diye başlayıp
Sensizlikle sınıyorsun yorgun yüreğimi.
Hani diyordun ya,
Seni her şeyden çok s...
gökyüzü, rüzgar, tanrı ve sen
sonsuz maviliğin, güzel esintisi
kudretli tanrının, var ettiği.
inancımı sattım tüccarına
tanrıyla bir ilişiğim kalmadı art...
Neydi insanların bu hengamesi?
Neye ulaşmaya çalışıyorlar?
Aşık olmak için neydi bu çaba?
Neden hep bir arayışa tutsaklık?
Neydi aşk?
Mecnun'un Leyla'nı...
Bazı kelimeler ağırlık yapmaya başlıyor göz kapaklarıma
Çoğu geçmiş zamandan kalma ufak kırıntılar
Küçükken sürdüğüm kırmızı bisikleti anımsa, düşüp dizim...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok