Emel yıldırım

Kaç-

Kocaman bi dağ vardı kaplumbağanın önünde aşamayacağından çok emin olduğu. Öylece bakıyordu öylece duralı epey zaman olmuştu. Etrafından dolanmak hiç a...

Topuklarımız birbirine dayalı

Aynı göğün altında aynı güneşe taparken 

Ne sen benim manzaramı görebilirsin artık                                 ne ben sen...

Belki kocamandı adam; gölgesi ürkütebilirdi gece vakti karıncaları. Belki eğilip alamazdı çocukların topunu, ya da bağdaş kurup oynayamazdı onlarla. O heybet...

Var olmak; varlığını sürdürmek mi asıl mesele? Ruhunu özgürleştirememek, zihnini özgürleştirememek. Düşüne erişememek. Bu sancı; kemiklerini sızlatan görülme...

Soluğu tükenene dek koştu çocuk; hiç durmadı ama hiç. Hasret kaldığı o an için bi çırpıda varmak istedi. Al al olmuş yanakları fırlattığı ayakkabıları bir bi...

Kayalar da yosunla kaplanmak ister. 

Verebilmek almaya ihtiyaç duymadığın anlamına gelmez. Bazı anlarda o kaskatı güçlü kaya koynuna uzanmak ister yosununun...

Yıkıcı bi sevgi akrebinki. Yapışır duvara kurumaya belki güneşlenmeye uğraşır. Duvara bi faydası var mıdır hayır. Yine de kabul eder duvar akrebi de yosunu d...

Aaaaaah! Sinirden köpürüyorum! Ne kadar zor olabilir ki gerçekle yüzleşmek? Neden yalana sığınılır bi türlü anlamıyorum. Kadının haykırışlarına uyanan adam d...

Hangi aynada görmek istiyorsun kendini sen onu söyle dedi ona. Her birinde bi yanın var çünkü. Koşullara göre değişir tabi seçtiğin. Dön bi bak bakalım ne al...

Koyu bi sohbet başladı gün batımında hüzün ve huzur kolkolayken gökte. Sıcak kahvesinden bi yudum daha aldı ve hayır aynı şey değil diye açıklamaya koyuldu k...