Gördüm, kustu dünya bin bir kez.
Bin birincide püskürttü beni,
Ait edemediklerini bir bir eritti.
Küstü dünya, her küsüşte kustu dünya
Beni, seni, kırmız...
Bak işte, şimdi de ayna buldu kendine. Gıcık oluyorum; kaldırımlara, dükkânların hemen önüne böyle boy aynaları koyanlara. Ne gerek var yani? Ayna koyunca da...
Kalp kırıklıkları unutulur mu? Bazen geçmişe düşüyoruz, çıkamıyoruz. Sessiz bir balkonda oturmuş, akşam serini, sadece cırcır böceklerinin sesi... Geçmişi dü...
Zaman hiç yaşlanmıyor,
oysa Halys'in bıçak izi yüzünde,
sarmaşık gibi sallanan uzun, renksiz belindeki kuşağı Büyük Basilin,
tutkusu kadar öfkesi de büyük...
Ah benim güzel küçüğüm,
Canım yanıyor, nefes alamıyorum. Böyle bir el sanki orayı sıkıyor ya da böyle tam nefes alacağım göğüs kafesim ciğerlerime batıyor a...
Derin bir soluk alıyorum.
Köyümü çok özledim. Bazen kendime bu kadar özleyeceğimi düşünmediğimi söylüyorum. Hiçbir şey olmayan köyümde ne çok şey varmış oys...
Neyi arıyoruz? Neden yaşıyoruz? Neye ihtiyaç duyuyoruz?
İnsanın varoluşundan bu yana bu sorular hep kafamızı bulandırıyor. Her seferinde farklı cevaplar ver...
Yattı çıktı yapacakmış
Bir gece nezaret
Çok önemli değilmiş
Evraklar hazır olursa
Gece bile salabilirlermiş
Evdeki hesap mı çarşıya uymaz
Yoksa esnaf m...
Bu karanlığın içerisindeki ince tınıyı duyabiliyor musun?
Sesimin kıvrımlarında kaybolan şiirleri arıyorum
Beyaz kağıtlarım kanlanıyor
Bu karanlığın içe...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok