Ömer ALTUN

İnsanları günahkar diye yargılayanların, haram sofralarında zevkin doruklarındayken kendilerini peygamber ilan ettiklerini gördüm. Bu helaldir, şu haramdır d...

Güneş, on saati deviren mesaisini bitirmek üzereyken üç boz beygir, gözün alabildiği her yere halı gibi serilmiş çayırı toynaklarıyla dövüyor, kişnemeleriyle...

Kafamın içinde bir yangın var. Çevreden birilerini mi aramalıyım? İlkokulda öğretmişlerdi numarasını, 110'u mu arasam? Kimseler de yok etrafta. Alevler artıy...

"Ve sana dair her anıda bana acı veren bir şey var."

Hiç sesim çıkmadan ama haykırarak söylüyorum bu satırı.

Hiç yaşamamama rağmen hissederek.

Çenem, elle...

Bir gün aşk kapınızı çaldığında hazırlıksız yakalanacaksınız. Kapıyı açmaya direnecek ama kapının deliğinden izlemeye kendinizi alıkoyamayacaksınız. Her gün ...

"Nasıl bir dünyadır ki hayal mi gerçek mi anlaması zor?"

Ne kelimelerim sığıyordu cümlelerime ne de cümlelerim yer ediyordu yüreğine Mihrimah...

Bir cılız fırtınada sürükleniyordum yazdan kalma bu kış akşamında.

...

Vaktiyle, mavi gökyüzü pembe bulutlarımız vardı bizim

Ama bir eylül arefesi, bir akşamüstü, yaklaşık bir saatte

siyaha boyadın bütün gözlemlenebilir evreni...

Unutulmaz şarkılardan bir tanesi...

Kum, odun kömürü, barut. Bilincinin ayıklayabildiği bilgi parçaları bunlardı, bacağından beline doğru sinsice yaklaşan sancı sonradan geldi. En sonunda da gö...