Ellerimde can veriyor nefesimle yarattığım dirilişim
Uzaktı yanıbaşları bize
Uzaktı var etmelerimiz birbirimizi
Yay oku uğurladı
Geriye ben kaldım
Bir d...
bir sustalı sesinde
dönüyorum hayata
eski ve belki yitik bir aşk gibi şimdi zaman
ilkel bir savaş çağrısı gibi
soyunuyorum geceye
gel...
gel benim darm...
Bizler, insanlar hak ettiklerini almadan önceki son durağız. Toprak altında toprak olmadan önceki son adım. Adı hatırlanmayacak insanlar listesine bir isim d...
Toplandığında sevinçler ortasında yaşamın,
Kayıp izler gösterecek kendini.
Bir tufan daha sıyırdığında insanlığı;
Kaybedilecek olan çoktan çıkarıldı elden...
Yaşamak istiyorum...
Çünkü henüz atmadığım kahkahalarım var benim. Gülüşlerim var.
Yüksek sesli şen kahkahalar atmak istiyorum.
Gökyüzüne doya doya bakma...
Nemrut'un ateşi daha karıncaların suyuyla sönerken
Başımda bela sönmeyen şu gönlümdeki yangının
İbrahim'in bıçağı oğlunu kesmeye cüret edemezken
Ne keskin...
Öyle sakin, öyle masum, öyle bebeksin ki sen uyurken
Hangi kabus, hangi korkun sarıyor seni gün uyanırken
Kabus parçaları ayıklardı deniz
Yüzüne yükümlü gölgelerden
Şu yıldızı yalın ayak
Günleri doğmayarak
Sırtını duvarlara eş bırakma
Boğazına dikilmiş zehir...
“Yürekler her zaman insanlara yardım ederler mi?” diye sordu Simyacı’ya. “Yalnızca kendi Kişisel Menkıbelerini yaşayanlara yardım ederler ama çocuklara, sarh...
Şu yükselen medeniyetleri görüyor musun?
Ya da parmağı bal tutmuşların tüketimini?
İşte bunlar, başını eğip vurduğun çekiçlerin eseri.
Senin adına ahkam k...
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Türk Edebiyatında "insan ruhunun derinliklerinde ve labirentlerinde dolaşan ilk roman" olması ve hasta bir insanı ve onun psikoloj...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok