Bekledim gece oldu, gece gündüz
Kalktım sargılar vardı, kalktım yanılgıya dönüştüler bir bir
Gördüm bana döndürdü yüzünü sarı
Taş kesilip kesilip ufalanmı...
Allahım ben lanet bir insan mıyım?
Neden beni bir kimseler sevmiyor?
Neden babam başımı okşamıyor?
Allahım ben lanet bir insan mıyım?
İn miyim? cin miyim...
acını acıma denk getirdim
tükenirsem omzunda yeniden
arınırım ferfecr elbiselerden
her kıyamda aklımı okur dillerinden
yine de akıtamadın elimi kederimde...
güçsüz düşen arzularla
bir yere bakınca ben
kangrenleşir, yerin ve sonra dünyanın anlamı
yükseklerinde seyrettim, alçaklarında yaşadım
ne ki her şey hay...
Ay indi suya...
Ben gecede asılı kaldım.
Yıldızlar uçuştu tepemde,
Bir bulutu çektim içime...
Ölenle öldüm,
Kalanla ne yapacağımı bilemedim.
Olmaz olsu...
"Çıplak kalınca kutsal kadınlar bile utanır."
Hop hemşehrim!
O kurbanların eti senin için değil!
Kutsal kitaplarda geçen yaprakları yedi onlar
Hatta aram...
Şimdi, geleceğimden habersiz
İhtimallerin çizgisinde yürüyorum yaşam yolunu
Çok zahmetli çok uzun imrenmeler ve iğrenmelerle dolu
Gururum sıkıştırıyor ruh...
Bazen her şeyi bir çığlık çözermiş gibi geliyor
Bir damla tüm günahları silebilirmiş
Bir bakış her şeyi başa sarabilirmiş
Bir kelime tüm kırıkları onarab...
Bir gece gitti ansızın...
Ne gören oldu ne duyan!
Her gece ağladı mizrabil...
Ne bilen oldu ne soran!
Göz yaşları ile ıslanan yastık...
Bugün kan doluyd...
Yolların artık seni bana
getirmeyeceğini
Anladığım gün
Kaybolmuştu Gökkuşağının rengi,
Elimde solan çiçeklerin ardında,
Gözlerinin denizinde
dağıla...
Ve müzikal sancımalarım,
iki cümleyi birbirine bağlayamayan bağlacım,
boşluk ile anlam arasında asılı kalıyor
ben biraz daha sefilleşiyorum böyle akşamlar...
Sen miydin geceyarısı kapımı çalan?
Anlamımda başkalaşıp kendini kalburundan çalan
birlikte bulunup yiten sen miydin her sabah?
Yeniden uyanılması gereken...
Ne diyordu sevgileri ıskarta adam
"Hala ölüyorum"
Güneşin battığı dakikada kuru yük gemileri belirsizdi neyle gidiyorlardı
"Eve dönemedim hâlâ ölüyorum"
...
Paellasıyla bir İspanyol gördüm düşümde
Seslendi 17. kez Gijon'dan
Deniz kokusu muazzam
Melez bir karaca duruyor
Zahmetsiz suyun üzerinde
Karaca ve aks...
Al gönlümü gönlünce yerden yere vur dedim
Sesim çıkmaz, benim kıblem senin derdin
Bir cennete göz diktim ibadetim nakış nakış
Cehennemde evim desen benden...
Masamda buz gibi çay
Aklımda sınav var
Fonda Orhan baba
Sevecekmiş gibisin
Aklımı başımdan alacak
Çektirecek gibisin
Kim ezberleyecek onda ismi
Unutac...
Kendi halinde ve serserilik yaparak hayatını sürdüren Galler Prensi Henry, savaş isteğinden dolayı ülkesini yoğun bir açlığa, hastalığa mahkum eden babasıyla...
Genetik şifrenin çözülebilmesi için
Apple of Eden'e ihtiyaç duyulmaktadır.
İnanç için gerekirse bu uğurda herkesten ,hatta en sevdiklerinden dahi vazgeçm...
kalbim bi yuvaysa her zaman temiz kalmasını istemem
sanki her an misafir gelecekmiş gibi sıkışmış hissederim
özgürce dağıtabilmek gerekir yuvayı
dağıtmama...
Varoluşsal benzeşimler gizlenmiştir
Geçtiğimiz yollara zaman zamana saklanmış
Aynı yoldan başka hayatlara varmak insansı
Durumlar isimler al tümünün türev...
Çiçekler elbisende
Doğrulur bir bahar buğusu sesinde
Artar yine ateşimiz
El eleyiz işte göğün şarkısı bu
Bir gözümüz vaktin ensesinde
Bak ipleri diziliy...
Kaç hata yapma hakkımız var?
En değerli zamanları gölgede bırakıp,
Korkularına yenik düşerek mahvedebilir bazen insan
Sessizliği anlayamayabilir, çığlığa ...
Gitgide ağırlaştı içim.
Kitlendi sözlerim, cümlelerim, dudaklarım.
Düştüm bir aşka sonu gelmiyor
Savruldum her bir yana kimse bilmiyor.
Bir rüzgar tutmuş...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok